7 Nisan 2025 Pazartesi

 Muhalefet ülkenin geçirdiği zor şartları kullanıp oluşturduğu algı ile iktidara karşı güçlü bir rüzgâr yakalamıştı.

Türkiye son 12 yıl içerisinde dünyanın en büyük ve tehlikeli üç terör örgütünü tasfiye sürecine soktu.
Fetö’yü ülkeden süpürdü, bütün mallarına el koydu, on binlerce üyesini hapse attı. PKK’nın silahlı kanadını ülkeden çıkarttı, Suriye’de ABD kontrolünde koridor devlet kurmasını engelledi.
İŞİD’in Türkiye’de yaptığı terör eylemleri ile mücadele etti sonunda bu terör örgütünü de bölgeden süpürdü attı.
Bu üç örgüt de ABD’nin yetiştirmesi ve tam kontrolünde olan örgütlerdi. Bunların tasfiye edilmesinin Türkiye’ye ekonomik ambargoları, yaptırımları oldu.
Bunlara yardım yataklık ve propagandasını yapanlar ile hukuki mücadele yapıldı. Bu hukuki mücadele muhalifler tarafından elverişli şekilde demokrasiye karşı hamle şeklinde gösterildi. Başarılı oldular çünkü bu koroya batı dünyası büyük destek verdi.
Sonra ne oldu?
Muhalefet
2019 yerel seçimlerde büyük şehirleri kazandı.
2023 genel seçimlerinde seçimi ikinci tura bıraktıracak kadar çok oy aldı.
Sonra muhalefet
Belediyelerde hizmet konusunda hiç iyi sınav vermedi.
Onu geçtik
Büyük yolsuzluklar karşısında bütün partiyi bir kişinin ikbali için paspas ettiler.
Bütün o ahlakçı söylemleri tekrarlayanlar, yolsuzluk var, liyakat bitti diyenler bu koroya katılıp İBB başkanına sahip çıkma yarışına girdiler.
Ortaya çıktı ki kimsenin derdi ahlak, liyakat, adalet değilmiş.
Gücü elinde tutabilmek için yolsuzluk yoluyla para istiflemek, medyayı kontrol etmek için gazetecilere para yağdırmak bu kesim tarafından çok akıllıca bir hareket olarak görüldü.
Bu kesimde şunu herkes gördü;
Eğer yolsuzlukta yakalandıysan gemini yürütmek için her türlü anti demokratik mücadele yapma hakkına sahipsin.
İnsan kıyımı yapabilir, iftira atabilir, dış güçlerden yardım dilenebilir, yanında saf tutmayanlara itibar suikastı yapabilirsin.
Bir çetenin yolsuzluğu bir muhalefetin sonunu getirdi.
“Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.”
Muhalif kesim iktidara yakıştırdığı her yanlışı fazlasıyla yaptı.
İmamoğlu gibi her şeyi sahte olan birini iktidar bulup muhaliflere vermedi.
Kendileri onu buldu, ona ikinci Atatürk dediler. Yolsuzluk ve beceriksizlik işaretlerini yıllardır veriyordu. Bazı CHP’li gazeteciler bunları söylüyordu. Buna rağmen son yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca hemen onu kenara atıp yollarına devam etmeli bu büyük şansı heba etmemeliydiler. Muhalifler bunun yerine onunla beraber çökmeyi tercih etti.
Bu ülkeye yine Allah merhamet etti de bu insanlar belediye seviyesinde ifşa oldu ve ülke büyük bedel ödemekten kurtuldu.

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...