18 Eylül 2007 Salı

Anayasada din dersi mecburiyetinin devamı mı faydalı?

Din dersinin zorunlu ders olmasını, bir vesileyle her çocuğa dinden bir kaç şey söyleme fırsatı olarak görmekteyiz ve bu yüzden devamını istemekteyiz. Halbuki din dersi müfredatı,  çocukları ve velileri sıkmayalım diye azalta azalta neredeyse sosyal bilgiler dersi ünitesi kıvamına getirildi.
Şimdi bu iş; iki yönüyle sıkıntı arzetmektedir. Birincisi mecburi olduğu için çocuklarda antipatik bir durum doğurmaktadır, bizim eski tabirle tam anlamıyla işin feyzini kaçırmaktadır ve bizim istediğimiz faydayı vermemektedir. İkincisi mecburi olduğu için müfredatı iyice azaltılmıştır.Yeni yasada bunun mecburi olmaktan çıkması, belki bizi endişelendirmektedir ama , konu dini eğitim ve öğretimdir ve dünyada hiç bir zaman dini öğretim zorla ve baskıyla, dindar yetişme açısından sonuç verdiği görülmemiştir. Belki bir çok genç bu dersin baskı olarak algılanmasından dolayı dini bilgiye uzak kalmış bile olabilir.Şimdi aslında elimize bir fırsat geçmiştir. Mevcut din kültürü dersinin Sosyal bilgiler kitabına bir ünite olarak alınması işe çok daha fazla ciddiyet ve fayda kazandıracaktır. Madem din dersi amaç açısından ülkemizdeki dinlerin tanınmasına indirgenmiştir esas olması gereken yere sosyal bilgiler kitabına taşınması çok daha elzemdir. Ardından da çok daha derinlikli hatta eğitim yönü olan bir kaç dereceli din dersleri programa alınmalıdır . Bize de öğrencilerin bu dersleri seçmelerini teşvik konusu kalmalıdır. Bu konuda sivil toplum örgütlerine ve bu konuda hassas olan kişi ve kurumlara düşen vazifeler olacaktır . Ülkede din öğrenimi, din dersi seçmek konusunda öğrenciler her türlü şekilde, dersi cazip kılacak özendirmeyle gerçekten dinini öğrenen genç sayısını artırabilecek bir istikamete dönecektir. Mesela dersi cazibeli kılma konusunda ilk elde akla gelenler ; Dersi seçenlerden bir kaç öğrenci ailesiyle beraber Vakıf ve dernekler tarafından Umreye veya hacca gönderilebilir. Dersler gezi programlarıyla beraber özendirilebilir Öğrencilere kitap, bilgisayar ve benzeri hediyeler yine kurumlarca verilebilir.

Anayasadaki değişiklikte ayrıca ebeveynlerin talepleri önemli olmaktadır. Burada da ayrıca özellikle alevi vatandaşların devletten kendi itikadlarına göre öğretim talebetmeleri beklenecektir. Bu aslında bu işin en verimli tarafı olacaktır alevilerin bir derse konu olacak şekilde itikadlarını ortaya koymaları aleviliğin kitabileşmesini sağlayacaktır.



Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...