Muhalifler kuru
dengelemek için getirilen sisteme bir kulp takmak için bu gizli faiz
artırımıdır diye yine boş bir laf üretti, bu doğru değil.
Neden değil?
Hükümetin uygulayacağı
sistem kendi kendini koruyan bir sistem.
Döviz mevduatını bozup TL’ye geçenlerin döviz
artışı olursa zararını hazine karşılayacak. Eğer mavduat sahipleri bu çağrıya
uyar da TL’ye geçerse zaten döviz düşecek bunun olacağı bu akşamki hareketten anlaşıldı. Dolayısıyla hazine bir yük
yüklenmemiş olacak.
Eğer bu çağrıya uyan
olmasa yani dövizini bozan olmazsa zaten hazineye bir yük binmemiş olacaktır.
Yani bu sistem otomatikman bütün mevduatı
Merkez Bankasının rezervi gibi görev yapan bir garanti haline getirdi.
Neden bu karar şimdi
alındının izahı şudur;
Cumhurbaşkanının dediği gibi bu bir kurtuluş savaşı. Yani
tehdit tanımlanacak, gayesi tespit edilecek, çapı ölçülecek, işbirlikçiler ifşa
edilecek ve bertaraf edilecek.
Kur atağının bir
tarafında dünyada bollaşan nakitin yüksek
kazanç için spekülatif hareket yapabilecek ortam araması vardı. Olayın bir tarafında panikletilen, ümitsizliğe sürüklenen halkın
paniklemesi vardı. Diğer tarafta hükümeti
düşürmek için bu durumun muhalefet tarafından hoyratça kullanılması. Son
aşamada topa TÜSİAD’ın girmesi.
Kur atağı kasım ayında
başladı. Öncesindeki kur artışı hükümetin öngördüğü, yeni programının
gerektirdiği artıştı.
Kasımdan sonra yukarıda
bahsettiğimiz taraflar birbirini tetikleye tetikleye olaya girdi. Hükümet de
her aşamada gelişmelere göre tedbirler almaya çalıştı.
Hükümetin hedefi Politika
Faizini diğer ülkeler gibi enflasyonun en azından üçte ikisine düşürmekti. Bu
hedef, spekülatörler tarafından kullanıldı.
Çünkü içerideki hava
buna müsaitti.
Borsada spekülasyon
yapmak için bir hikaye lazımdır. Türkiye’de bu konudaki hikaye, ‘’faizin sebep
mi sonuç mu’’ olduğu tartışmasıydı.
Bu tartışma piyasayı kışkırtmak için kullanılabilirdi, bunu görenler bunu tepe tepe kullanmaya
başladı, ardından muhalefetin yaygarası ve halkın paniklemesi geldi. Bu da
beklenen durumdu. Dövize talep artırdıkça kârları yükselecekti. Aynı
spekülasyon ekibi Borsayı son günlerde aşağı çekme hamlesi yaptı. Amaçları
şişen dövizden çıkıp düşük fiyattaki borsaya girmekti.
Hükümetin uygulamaya
karar verdiği sistemin benzerleri son haftada konuşuluyordu.
Ben de TL mevduatına
geçenlere döviz senedi verilsin belli tarih sonunda isterse dövizin o andaki
kurundan TL’sini alsın çıksın şeklinde bir uygulama yapılabilir diyordum
çevreme.
Kurun beklenmeyen atağı şurada kırk günlük bir
hadisedir.
Bu atak önce geçici mi,
devam edecek bir şey mi olduğu gözlendi.
Ardından Merkez Bankası
görevini yaparak müdahalelerini yaptı, kur atağı tsunami gibi birbirini
tetikleyen bir olaylar silsilesine dönüşmeye başlaması son hamlenin yapılmasına
kadar işi getirdi. Bu hamle bir hafta gecikmeyle geldi denebilir.
Ben burada yine Allah’ın
bir lütfunu görüyorum.
Bu arada TÜSİAD tezgaha
düştü. Bu krizin kazancı da bu oldu. O bir haftanın getirisi de bu ve Merkez
Bankasının yüksek fiyattan dolar satması ve kâr etmesi oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder