23 Eylül 2018 Pazar

Gelenekçilerin Uymadığı Hadisler ve Sünneti Yeniden Tetkik Meselesi


Müzik, rivayet edilen bir çok hadis ve ilk dönem dört mezhep imam ve alimlerinin ağırlıklı görüşlerine  göre haramdır. Çalgı aletlerinin haramlığına dair çokça hadis rivayeti vardır. Diğer taraftan, devlet başkanlığı, emirlik Kureyşlilere aittir bu insanlardan iki kişi kalıncaya kadar böyledir diye hadis rivayetleri Buhari Ve Müslim’de yer bulmuştur.
Fakat daha sonra müzik tasavvufçular tarafından kullanılmaya başlanınca İmam-I Gazali ve bazı alimler müzikle ilgili başka hadis rivayetlerini ve Kur’an’da haramlığına açık bir delil olmamasını gündeme getirerek müziğin helal olduğunu savundular ve günümüzde bu fetva geçerlidir.
Hilafetin Kureyşe ait olduğunda neredeyse alimler arasında icma varken (İmam Maturidi dahil), Osmanlı hilafeti İstanbul’a taşıyınca bu sefer Hilafet Kureyşindir hadisleri tevil edilerek tavsiye oldukları bağlayıcı olmadıkları savunulmaya başlanmıştır.
Yani bazı konular yaşanamaz hale gelince yeniden hadisler sorgulanmış ya başka rivayetler öne çıkarılmış ya da Kur’an’da açık hüküm yoksa mubahlığa hükmedilmiştir.
Dönemsel ve yerel uygulamaların Kur’an ve sahih sünnette yer bulmadığı halde fıkha girmeleri, bazılarının fiili olarak henüz hayatımızı etkilemiyor diye öylece fıkıhta durmaları İlahiyat alanında çalışma yapanlar için ciddi bir sorun olarak görülmektedir. Ki birçok rivayet, müzik ve hilafet konusunda olduğu gibi İslam'ı gelişen hayata cevap veremez duruma düşürmektedir.
.
Dinlerin içerisine, hurafe içeren yerel anlayış ve uygulamaların girmesi konusu dünya tarihinde ilim ehliyle vaizler arasında süregelen bir çatışmadır ve çok doğaldır. Vaizler daha çok halkın duymak istedikleriyle, bilginler ise kaynaklardaki gerçek bilgilerle ilgilenir ve bu ayrım ve çatışma devamlı büyür. Halk doğal olarak daha çok vaizlerin tarafını tutar. Siyasi irade de halkı karşısına almak istemez böylece din delillerden çok alışkanlıklara bağlı kalır.
Sünneti yeniden tetkik, olsa olsa eski cesur alimlerin sünnetidir. Ortada türedi bir durum yoktur. Dünyada körü kürüne geleneğe bağlı kalmak aklı selim hiç bir toplumda savunulmamıştır. İnsanın olduğu yerde yozlaşma vardır ve yine o yozlaşmayı insanlar rehabilite edecektir. Yozlaşmayı halk düzeltemez, halkı kaybetmeyi göze alamayan vaizler de düzeltemez, bu iş ancak akademinin işidir. Bu konu adam kayırılacak, bizim adamlarımız bu alanı deruhte etsin denecek bir konu da değildir.
Ak Parti ilk üç hükümetinde görev verdiği bakanlardan İlahiyatçı Prof Mehmet Aydın ve Prof Mustafa Yazıcıoğlu, bu konuda en çok hassasiyeti olan ilahiyatçılardandı. Ak Parti şunları sorgulamalı; Neden bu tür ilahiyatçılarla yola çıkmıştı? Kaybettiğini düşündüğü ve yeniden yakalamaya çalıştığı dinamik ruh bununla da ilgili olabilir mi?
Gençlere girişimcilik tavsiyesi yapılıyor ama o anda gençler slogana asılıyor konunun ciddiyetini bile anlamıyor. Neden çünkü şu anda örnek olarak önüne konan ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu, sesini yükseltip alçaltarak hikaye anlatmak dışında ürettiği bir felsefe ve yeni bir bakış açısı geliştirme yok. Yani girişimcilik değil hikayecilik. Ve diğer tarafta her işe duası olan vaizler onere ediliyor, yine genç için girişmiciliğe örnek bir durum yok her şeye duası olan bir hocadan nasıl bir girişimcilik ortaya çıkabilir.
Kur’an’da tek affedilmeyecek günahın şirk olduğunu, din adamlarının haram kıldıklarını haram kabul etmenin onlara tapmak olduğunu söyleyen Kur’an’ı okuyan bir müslümanın, bugün halkın imanına neleri bulaştırdığını, din olarak Resulullah’ın hayatında olmayan şeylerin nasıl İslam'ın tam göbeğine oturtulduğunu görünce dayanması mümkün değildir.
Sahih İslam’a dönüş mücadelesi bilinçli her müslümanın sürdürmek zorunda olduğu bir görevdir. İçinde riya olmayan bir mücadeledir bu. Çünkü bugün tarıkatçı olanın, gelenekçi olanın başı ağrımadığı halde insanları Kur’an’a çağıranlar dışlanmakta ve tehdit edilmektedir. Bu yönüyle de mücadeleleri Resulullah’ın mücadelesine daha çok benzemektedir

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...