Hadis Usulü alimlerinin cerh ve ta’dil konusunda çok hassas davrandığı bilinir fakat Sahabe’yi bu konuda ayrı tutar ve Sahabe’nin tamamını adil sayarlar. Ravinin adil olması demek, rivayet ettiği hadis konusunda yalan söylemez, yanlış yapmaz, unutmaz. Dolayısıyla Sahabe'nin rivayet ettiği her hadis alınır. Sahabi bu hadisi bizzat Resulullah’tan duymamış da olabilir, hangi sahabiden bunu duyduğunu söylemesi bile gerekmez çünkü sahabenin tümü güvenilirdir, hadis usulüne göre adildir.
Sahabenin tümünün adil olduğu konusu bir araştırmanın bir tespitin konusu değil bir kabuldür yani bir inanç konusudur. Dolayısıyla kelam ilminin konusudur, akaid kitaplarında yer bulmalıdır.
Peki akaid kitaplarında bu konu nasıl geçiyor?
Sadece Resul ve Nebiler büyük günahtan korunmuşlardır. Şayet böyle olmasalardı, yalan söyleme ihtimalleri tamemen ortadan kalkmış olmazdı. Fakat bunlar bile küçük hatalardan korunmuş değildirler. (İmam-ı Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevhîd)
İmamın dikkat çektiği nokta; peygamberlerin getirdiklerinin doğru olması için korunmuş olmaları gerektiği aksi halde neye göre onların yalan söylememiş olduğunu kabul edecektik. Yani tutarlı olmak için buna inanmak şarttır diyor.
Sadece Resul ve Nebiler büyük günahtan korunmuşlardır. Şayet böyle olmasalardı, yalan söyleme ihtimalleri tamemen ortadan kalkmış olmazdı. Fakat bunlar bile küçük hatalardan korunmuş değildirler. (İmam-ı Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevhîd)
İmamın dikkat çektiği nokta; peygamberlerin getirdiklerinin doğru olması için korunmuş olmaları gerektiği aksi halde neye göre onların yalan söylememiş olduğunu kabul edecektik. Yani tutarlı olmak için buna inanmak şarttır diyor.
Sahebe için böyle bir itikad esasımız yok, Sahabe arasında çıkan ihtilaflar ve çatışmalar yüzünden sonraki dönemde taraflar bunun çok tartışmasını yapmış Sahabe’yi ta’n etmek yaygınlaştığı için hemen hemen her akaid kitabında buna bölüm ayrılmış ve Sahabe’yi ta’nın doğru olmadığı belirtilmiş fakat korunmuş oldukları şeklinde bir itikad esası zikredilmemiştir.
Sahabe-i Kiram’ı ancak hayırla anarız. Tenkit ve takbih edemeyiz. (Nesefi)
Biz Resul-i Ekrem’in ashabını severiz. Ama birini sevmekte de aşırıya gitmeyiz. Hiçbirini de günahsız saymayız. (Akidet’üt-Tahâviye)
Hadis Usulü alimlerinin Ehl-i Sünnet akaidine uymayarak yeni bir itikad esası üretmeleri nasıl açıklanabilir?
Sahabe-i Kiram’ı ancak hayırla anarız. Tenkit ve takbih edemeyiz. (Nesefi)
Biz Resul-i Ekrem’in ashabını severiz. Ama birini sevmekte de aşırıya gitmeyiz. Hiçbirini de günahsız saymayız. (Akidet’üt-Tahâviye)
Hadis Usulü alimlerinin Ehl-i Sünnet akaidine uymayarak yeni bir itikad esası üretmeleri nasıl açıklanabilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder