Bugün Ehl-i Hadis ekolleri kendilerini Ehl-i Sünnetin kaleleri olarak
gösteriyorlar
Fakat bu savunma işini İslam tarihinde öne çıkan, Müslümanlara
yol açan tarihe haklı olarak adını
yazdıran alimlerin tarzıyla değil, vaizleriz tarzıyla yaygara ile, baskı
oluşturma zorbalığı ile yapmaya çalışıyorlar.
Tabii ki samimi değiller ve yetkin değiller.
Örnek olarak müzik konusu.
Çalgı aletleri, hadisçilerce sahih sayılan rivayetlerde
yasaklanmış, şeytan işi sayılmıştır. İçerik, neden dikkate alınmadan toptan
yasak sayılmıştır. Aynı şekilde Mezhep imamları ve mezheplerin öne çıkan
alimlerinin ezici çoğunluğu da bu kanaattedir.
Bu durum Gazali'ye ve İbn-i Hazm'a kadar böyle gelmiştir. Bu
iki büyük alim bu konuyu kendi usulleri ile bir karara bağlamıştır. İbn-i Hazm
hadisçiliği ile öne çıkan biri olarak çalgı aletlerini yasaklayan rivayetlerin
sahih olmadığını ilmi delillerini ortaya koyarak savunmuş ve müziğin caiz
olduğu hükmüne ulaşmıştır. Kendi içinde tutarlı bir karardır bu ama
hadisçileri, genelin kabul ettiği kriterleri yok sayarak, hadis usulünün
otoritesini sarsarak ulaşılan bir hükümdür bu.
Gazali de benzer şekilde ama hadis rivayetlerini tek tek
eleyerek sahih rivayetleri sıhhat yönüyle değil gerekçeler yoluyla farklı
yorumlamıştır. İbn-i Hazm gibi tek tek hadis usulü disiplinini göz önüne alarak
yapmamış, aslında biraz da mutlak yasak ifade eden rivayetleri görmezden gelen
bir metotla yapmıştır bunu. İkisi de son hükümlerini verirken Kur'an'da bu
konuda açık bir yasak olmamasını asıl delil olarak öne sürmüşlerdir.
Günümüzde ve Osmanlı döneminde medreselerimizde okutulan
kitapların sahibi alimlerimizin bu konudaki tarzı nasıldır?
Abdülganî Nablusî, İbn Âbidîn, Takiyyüddin Sübkî, Şevkâni
gibi bilginler Gazali yolundan giderek müziği içerik ve amaç itibariyle
yorumlamış ve mutlak haram saymamıştır ama bu şekilde bir hüküm vermenin hadis
disiplinini sarsmış olacağını dikkate sunmaktan kaçınmışlardır.
Çünkü bu konuda müziğin mutlak yasaklığına dair hadis
rivayetleri vardır. Lokman 6'da geçen “lehve’l-hadîs”den maksadın şarkı
olduğunu sahabeden İbni Mes’ud, İbni Abbas, Ebu Ümâme ve Cabir b. Abdullah;
Tabiinden Mücahid, İbn Cüreyc, İkrime, Hasan-i Basrî savunmuştur ve mezhep
imamları da aynı kanaattedir.
Yani müziği haram olma açısından amacına göre ayırmak,
mezheplere ve rivayetlere bağlı kalacağını iddia edenler için mümkün değildir.
Bunu ancak Kur'an'ı esas alarak yapabilirsiniz ve bu durumda hadis disiplinini
sarsmış olur yeni bir yol açmış olursunuz. Bu yol şudur; sahabenin, tabiinin,
mezhep imamlarının Kur'an'ın muradını doğru anlamamış olma ihtimalini kabul
etmiş olursunuz ve bazı sahih hadis sayılan rivayetlerin aslında Resulullah'ın
sözü değil rivayet edenlerin anlayışı olduğunu kabul etmiş olursunuz.
SONUÇ,
Bugün müziği amacına , içeriğine göre helal sayıp TV’lerinde ve hayatlarında
kullanıp vaazlarında cemaatlerine müziğin her türlüsü haramdır demeyen
hocaların; sahih hadisleri mutlak hüküm
olarak kabul ettiklerini ve mezhep imamlarını itirazsız şekilde dikkate
aldıklarını kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu konudaki rivayetlerin bir kısmını aşağıda ekliyorum.
İbn Abbas (r.a.)’dan nakledilmiştir: Rasulullah (s.a.s.)
şöyle buyurdu: ….“Şüphesiz Allah bana (veya ümmetime) içkiyi, kumarı, davulu
yasaklamıştır. Her sarhoş eden de haramdır”
Ebû Dâvûd, Eşribe, 7; Beyhakî, Sünen, X, 221; Şuab, 5116; Ahmed b.
Hanbel, Müsned, I, 274. Yusuf b. Cüdey’
bu hadisin isnadının “Sahih ve “Muttasıl”, ravilerinin de güvenilir kişiler
olduğunu ifade etmektedir.
Kuteybe (r. a) peygamber (s.a.s.)’in şöyle buyurduğunu
rivayet etmektedir: “Zil şeytanın müzik aletidir.” Müslim, Libas ve Zînet, 27; Ebû Dâvûd, Cihad,
51
Ebu Hureyre (r.a.) peygamber (s.a.s.)’in şöyle dediğini
rivayet etmektedir: “Beraberinde köpek veya zil bulunan bir kafileye melekler
refakat etmez.” Müslim, Libas ve Zinet,
27; Tirmizî, Cihâd, 25; Ebû Dâvûd, Cihad, 51
Müslim, Saîd b. Cübeyr, İbn Abbas tarikiyle rivâyet
edildiğine göre Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ size içki,
kumar, davul, ud ve yahudilerin kutlama günlerini size yasakladı”
Ebu Amir el-Eş’ari den rivayet edildiğine göre: “Ümmetimden
öyle topluluklar çıkacak ki, zinayı, ipeği, şarabı ve çalgı aletlerini helal
kabul edecekler. Buhari, “Eşribe”, 7; Beyhaki, Sünen, X, 221
Bu rivayetler önemli usulcülerce sahih isnatlar olarak kabul
edilmiştir. Hanefi, Şafii, Hanbeli ve Maliki uleması müziğin haram olması
konusunda bizzat mezhep imamlarının dayanak kabul ettiği başka hadis
rivayetlerini de zikretmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder