Yirmi yıl öncesine gidip , Ak Parti’yi kuran kadroların ve arkasındaki entelektüel aklın dine bakışını hatırlayabilirsek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır’’ sözünün ortadan söylenmiş bir söz olmadığını anlayabiliriz.
Geleneği sorgulamadan her şeyine tabi olmak konusu Türkiye Müslümanları için yirmi yıl önce büyük oranda aşılmış bir konuydu. O dönemde özellikle İslami Aktivistlerin kurduğu siyasi parti çevresi ve aynı istikametteki vakıf ve dernek mensupları için en çok gündeme getirilen konu, ‘’Müslümanların bu hale düşmesinin sebebi içtihat kapısının kapatılmış olmasıdır’’ savunmasıydı.
Tekke/tarikat ve cemaat çevreleri genelde İslami Aktivistlerin partilerinden uzak durur, merkez sağ partilere oy verirdi. Diyanet teşkilatı islami aktivizme bulaşmış mensuplarını yüksek mevkilere çıkarmazdı.
Tekke/tarikat ve cemaat çevreleri genelde İslami Aktivistlerin partilerinden uzak durur, merkez sağ partilere oy verirdi. Diyanet teşkilatı islami aktivizme bulaşmış mensuplarını yüksek mevkilere çıkarmazdı.
İslami aktivizmin o dönemdeki islami anlayışını anlamak için şunları hatırlamak yeterlidir.
1997 yılında Erdoğan’ın başkanlığı döneminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Fazlurrahman sempozyumu düzenlenmiş ve sunuş yazısını bizzat Erdoğan’ın yazdığı bir kitap basılmıştı.
1997 yılında Erdoğan’ın başkanlığı döneminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Fazlurrahman sempozyumu düzenlenmiş ve sunuş yazısını bizzat Erdoğan’ın yazdığı bir kitap basılmıştı.
Ak Parti’nin ilk hükümetlerinde İlahiyat hocalarından Prof Dr Mehmet S. Aydın, Prof Dr Mustafa Yazıcıoğlu görev almıştır. Diyanet İşleri Başkanlığına Prof Dr Ali Bardakoğlu atanmıştır. Bu isimlerin ilahiyat alanında hangi görüşü temsil ettiği bilinmektedir.
Bunlar, o dönemde mevcut din anlayışından memnun olunmadığının, İslam’ın aslına/özüne dönme ihtiyacının fark edildiğinin delilleridir.
Gerek bu ilahiyat hocaları, gerek Ak Parti kurucuları ve arkalarındaki entelektüel aklın din anlayışı; sorgulayıcı, yenilikçi, kuşatıcı, özgürlükçü bir dünya görüşünü temsil ediyordu.
Bu yüzden o dönemde devleti elinde tutan zinde güçlerden şikayetçi olan liberaller ve bazı solcular bu din anlayışının mevcut kemalist ideolojisinden çok daha özgürlükçü olduğunu fark ettiler ve Ak Parti’ye destek verdiler.
Bu yüzden o dönemde devleti elinde tutan zinde güçlerden şikayetçi olan liberaller ve bazı solcular bu din anlayışının mevcut kemalist ideolojisinden çok daha özgürlükçü olduğunu fark ettiler ve Ak Parti’ye destek verdiler.
Ak Parti hükümetleri ilk dönemlerinde her kesimden yazarları, akademisyenleri şaşırtacak derecede özgürlükçü ve yenilikçi politikalar geliştirdi. Cumhurbaşkanı Sezer’e takılmasa çok ilerici kanunlar çıkarmayı da başaracaktı.
Sonra ne oldu da tarikatçı ve gelenekçi cemaatlerin sesleri yükseldi ve etkinlikleri arttı?
İktidarın ilk dönemlerinde Cumhurbaşkanı Sezer’in de dahil olduğu ‘’özgürleşmelere karşı bariyer’’ oluşturan, yargıya ve TSK’ya hakim zihniyetle mücadele sürecinde etkinleşen Gülenist yapı bir süre sonra gizli gündemini uygulamaya koyup Ak Parti’den kurtulma operasyonu başlatınca diğer cemaat ve tarikatlar İktidarın yanında durmanın karşılığı olarak devlette ve Ak Parti’de fazladan yer tutmaya başladılar.
İktidarın ilk dönemlerinde Cumhurbaşkanı Sezer’in de dahil olduğu ‘’özgürleşmelere karşı bariyer’’ oluşturan, yargıya ve TSK’ya hakim zihniyetle mücadele sürecinde etkinleşen Gülenist yapı bir süre sonra gizli gündemini uygulamaya koyup Ak Parti’den kurtulma operasyonu başlatınca diğer cemaat ve tarikatlar İktidarın yanında durmanın karşılığı olarak devlette ve Ak Parti’de fazladan yer tutmaya başladılar.
Bu durum, Ak Parti tabanında tam karşılığını bulmayan ve Ak Parti’nin fikriyatıyla uyuşan bir durum değildi. Bu gelişmelerin hepsi zorunluluktan, İktidarı yıkma girişimlerinin ortaya çıkardığı gelişmelerin, İktidarı mecbur bıraktığı durumlardı.
Sonuçta bugüne geldik şimdi Ak Parti fabrika ayarlarına dönüyor.
Ak Parti bunu yapmak zorundadır. Sahih İslam’a dönmek Müslümanlar için de Türkiye için de hayati önemde bir konudur.
Ak Parti bunu yapmak zorundadır. Sahih İslam’a dönmek Müslümanlar için de Türkiye için de hayati önemde bir konudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder