Ak Parti hükümetleri ilk dönemlerinde altyapı yatırımlarını çözmeyi tercih etti. Türkiye’nin yol, okul, hastane, havalimanı sorunlarını öncelikli sorun olarak görülmesi hem acil istihdam sorununun çözülmesi, büyümenin sağlanması yanında modern ekonomide devletin ekonomiden çıkması zorunluluğu da bu tercihte etkili oldu.
Neden fabrika yapılmadı diye soruluyor, sebebi şu,
Milli Görüş geleneği ağır sanayi hamlesi yapılmalıdır diyen bir siyasi anlayışı temsil eder fakat bu 60’lı 70’li yıllarda yapılması gereken bir hamleydi artık modern ekonomide devletin sanayi tesisleri sahibi olması ülkeye kârdan çok zarar ettiren bir durum haline gelmiştir. Bu hamle artık özel sektörün yapacağı yatırımlarla olabilirdi. 80’li 90’lı yıllarda Türkiye özelleştirmelerini yapmış olması ve özel sektörün markalar üreten, teknolojiyi yakalayan bir duruma gelmiş olması gerekiyordu, Türkiye o treni de kaçırmıştı.
2000’li yıllara gelindiğinde batı ülkeleri sanayi hamlesi açısından özel sektörün de şansını kaybettiği sanayinin uzak doğuya taşındığı dönemi yaşamaya başladı. Avrupa’da birçok büyük marka birleşmek zorunda kaldığı, üretimlerini Çin’e taşımak zorunda kaldığı dönemde Türkiye’de Ak Parti iktidara gelmişti.
Türkiye’nin büyük sanayi sermayesinin durumu şöyleydi;
Türkiye''nin ilk 500 büyük şirketinin 1998’deki toplam kârı 3,7 milyar dolar olmuş, bunun tamamı faaliyet kârı değil. Toplam kârın 3,3 milyar doları faiz gelirinden oluşmuş durumdaydı. Bunun toplam kâr içindeki oranı yüzde 88. Bu oran 2001’de %70’lerdeydi. Yani sanayi şirketleri kendi alanlarında üretimden daha çok devlete borç verip yüksek faiz alma ile meşguldü.
Türkiye’de sanayiyi geliştirmesi gereken büyük sermaye yurt dışındaki büyük markaların distribütörlüğüyle komisyoncu durumundaydı, sermayelerinin çoğunu da faiz geliri elde etmek için kullanıyorlardı.
Ak Parti güncel ekonominin gereği olarak bütün gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi öncelikle özelleştirmeleri yapmak zorundaydı bunları hızla yaptı. Bu özelleştirme Özal’dan beri her iktidarın vaadleri arasında yer alan bir hedefti fakat iktidara gelenler buraları yandaşları için iş kapısı ve rant merkezleri olarak gördüğü için bu özelleştirmeler hep ertelenmişti. Bu yüzden bu fabrikalara o dönemde ‘’arpalık’’ denirdi.
2003-2017 arası yapılan özelleştirmelerin toplam geliri yani satılan bütün fabrikaların, enerji santrallerinin , limanların vs satış bedeli 60 Milyar dolar olmuştur. Bu rakam öyle büyük bir rakam değildir mesela bu rakama karşılık sadece önceki Ecevit hükümeti döneminde batırılan 25 bankanın devlete maliyeti 44 milyar dolar olmuş bu maliyeti Ak Parti hükümetleri karşılamıştır. Mesela sadece 2008,2009,2010 yıllarında SSK açığı için bütçeden transfer edilen rakam 70 milyar dolardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-
Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...
-
Belki çoğumuz farkındadır ama o günleri yaşamayan gençler ve konunun taraflarını tanımayanlar için geçtiğimiz dönemde Ak Parti-Fetö-TSK sü...
-
MİT istihbarat çalışması olarak PKK'yla süregelen mücadelesinde yeni boyut olarak önce PKK nın şehir yapılanması olan KCK ya sızdı. Orda...
-
Zinnureyn olarak adlandırılan, Aşere-i Mübeşşereden kabul edilen Hz Osman, yolsuzluk yaptırdığı, adam kayırdığı iddiasıyla büyüyen dedikodu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder