Atatürk asker kimliği ile Milli Mücadeleye lider seçilmiştir. Zaten Osmanlı’daki siyasi kamplaşmalardan birine açıkça mensup olsaydı üzerinde uzlaşılamazdı.
Fakat devlet Ankara’da yeniden yapılanınca Atatürk siyasi pir parti kurmuş ve ölene kadar bu partinin genel başkanı olmaya devam etmiştir.
Kurtuluş Savaşının önemli komutanları Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir onunla aynı siyasi partide devam etmemişlerdi.
Bu yüzden Atatürk bugün halka dayatıldığı şekilde ortak bir değer olamaz. Saygı duyulur ama bu şekilde Anıtkabir ritüelleri, ilkeleri üzerine yemin etmeler ve çocuklara ortak değer olarak dikte edilmesi demokrasiye, insan haklarına ve insan onuruna ters düşmektedir.
Kurtuluş Savaşı kahramanı olduğu için bu yapılıyorsa, aynı şekilde bugün halkın önemli bir bölümü için Erdoğan da 15 Temmuz kahramanıdır. Aynı halk kitlesine göre 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı ülke işgal edilecek ve bölünecekti. Şimdi Ülkeyi bundan kurtaran lider olarak Erdoğan aynı Atatürk gibi ulu önder olarak ilan edilmelidir mi diyeceğiz?
Türkiye Cumhuriyetinin bir geleneğidir diyerek aynı yasaları Erdoğan için çıkarmak ve bugün Erdoğan muhalifi olan kesimin çocuklarını aynı şekilde Erdoğan'ın kabri ve hatırası önünde saygı duruşlarına, okullarda methiyeler dizilen şiirler ezberletmeye mecbur bırakılması mı sağlanmalı?
Aslında ülkemizi dünyada eşi benzeri olmayan bu ritüellerden kurtaracak formül belki de budur.
Ak Partili vekiller aynı bu şekilde bir kanun teklifi vermeli. Kurtuluş savaşı kahramanı için yapılan her şey 15 Temmuz kahramanı için de yapılsın şeklinde bir yasa teklifi vermeliler.
Belki Atatürkçülerin gözünde bu durum canlanır da biraz empati kurmak durumunda kalırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder