2 Aralık 2020 Çarşamba

Bülent Arınç ve Reformlar


Birkaç gün önce yazmıştım. ‘’şu an itibariyle Türkiye için asıl tehdit Fetöcülerdir. Bunlar dışında her kesimde suça karışanlar demokratik açılımlardan payını almalı hızla normalleşme sağlanmalıdır’’
Bülent Arınç geçen akşam Habertürk’te benzer açıklamalar yaptı. Arınç’ın açıklamaları hükümetin altyapısını hazırladığı adalet ve demokratik reformların ön duyuruları olarak görülmesi gerekiyordu ama daha çok tepki çekti. Görüldüğü kadarıyla en çok tepkiyi Ak Parti’liler gösterdi. Haklılar çünkü Demirtaş ile aramıza kan girdiği doğrudur. Halkın büyük kesiminin vicdanındaki mahkumiyeti çok uzun sürecektir.
Arınç kendisinin de ifadesiyle konuşurken ayarı kaçırmaktadır. Demirtaş güzellemesi yapmasına gerek yoktu. Yapılacak reformların bir habercisi olarak tutuksuz yargılanmalarını talep etmesi yeterliydi. Bir sebeple Demirtaş’a kıymet veren Kürt tabana bir mesaj vermek yeterliydi.
Bununla beraber Arınç’ın abartılı açıklamaları reformlara şöyle hizmet edebilir. Arınç sınırı çok ileriden çizer hükümet orta yolu bulur. Arınç belki yeniden dışlanır ama reformlara hizmet etmiş olur.
Onun için Ak Partililerin bu konuda ayarı kaçırmaması gerekiyor.
Çünkü bu konu toplumsal barışın tesis edilmesi zorunluluğundan doğan bir ihtiyaçtır. Toplumun bir kesiminin kendini dışlanmış hissetmesi ivedilikle giderilmesi gereken bir durumdur.
Bu tabii ki tarafların biraz bağırlarına taş basmasıyla yürütülebilir. İsyan, bozgunculuk çıkarma hukuku Kur’an’da da cinayetten farklı değerlendirilir.
Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır. (Maide 33)
Kur’an’da devlete isyan eden ve bozgunculuk çıkaranlara uygulanacak cezalar dört şekilde öngörülmektedir. Duruma göre ölümden sürgüne kadar bir ceza yelpazesi tavsiye edilmiştir. Çünkü isyan hareketlerinin arkasında halkın bir kısmı yer almış olabilir. Kandırılan halkın hatırı için bazen elebaşlarının öldürülmesi veya ağır ceza uygulanması yerine sürgün edilmesi toplumsal barış için gerekebilir.
Ülkemiz sekiz yıl boyunca yaşadığı olağanüstü olaylardan sonra bir normalleşme sürecine girmiştir. Bugün artık arkasında ABD’nin olması da düşünüldüğünde ülke için tehdit oluşturacak tek yapı Fetödür. Bunun dışındaki siyasi suçlular için halkımız toplum barışı adına tolerans gösterecektir.
Ülkenin istihbarat teşkilatının , emniyet teşkilatının geldiği noktadaki gücü ve milli duruşu diğer tehdit olacak örgütlenmeleri takip edecek ve bertaraf edecek duruma gelmiştir. Bu yüzden endişeye gerek yoktur. Demokrasi ve özgürlüklerin yaşanma düzeyi, istihbarat ve güvenlik güçlerinin kapasite ve kabiliyetiyle doğru orantılıdır.
20 Kasım 2020

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...