16 Şubat 2023 Perşembe

Buna öğrenilmiş çaresizlik mi diyelim? (deprem)

 


 

Herkes buna çoğu  Ak Partililer de dahil,  ülkemizde depreme dayanıklı konut yapmayı beceremediğimiz bir ön kabulüyle  söze başlıyor.

 

Halbuki öyle değil.

 

Kahramanmaraş merkezli büyük depremde yıkılan binaların % 98,5’i  eski binalar yani 1999 depreminden sonra 2001’de çıkan deprem yönetmenliğine göre yapılmayan  binalar.

 

Bu bölgedeki mevcut binaların toplamının % 54’ü 2001 sonrası yapılan binalar.

Bu şunu ifade ediyor eğer mevcut binaların tamamı 2001 sonrası yapılmış olsaydı şu ana kadar tespit edilen 62 bin ağır hasarlı ve yıkılmış bina yerine en çok 1.000- 1.500 yıkılmış binadan bahsedecektik. 36.000 can kaybı yerine 800-1000 civarında bir can kaybımız olacaktı.

 

 75.000 adet yıkılan ve orta hasar alan binada 350.000 adet kullanılamaz duruma gelen daire yerine 5-6 bin daire yapmamız gerekecekti.

 

1999 depreminden alınan ders neticesinde iş sağlam tutuldu ve deprem bölgesinde %54 oranında sağlam bina yapıldı. Eğer bu ders alınmasa eski usul devam edilseydi bugün 150.000 yıkılan binaya ve 80-100 bin  can kaybına şahit olabilirdik.

 

Ders alıyoruz ve daha iyiye gidiyoruz. Bu konuda en  iyiyi yaptığını bildiğimiz Japonya’da 2011’de meydana gelen depremde 19.759 can kaybı yaşandı.

Bize düşen,  bu sefer aldığımız dersle deprem bölgelerinde yaşayanların hızla evlerini depreme dayanıklı evlere dönüştürmesi.  Türkiye artık depreme dayanıklı ev yapıyor bu konuda bir şüphe yok.

 

Kimse öğrenilmiş çaresizlik duygusuna teslim olmasın veya bunu bahane edip yeni eski farkı yok deyip eski evlerinde oturmaya devam etmesin.

 

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...