Yeniçeri ocağı mutfağında tek kepçe varmış ve asıl yemek ve hoşaf aynı kepçeyle kotarılıyormuş. Yeni aşçı bir kepçe daha alıp hoşafı ayrı kepçeyle kotarınca hoşafın üzerindeki yağ kaybolmuş. Yeniçeri isyan edip kazan kaldırmış, ‘’hoşafın yağı nerde!’’ diye.
Bizim yaygaracı muhalefet de bu durumda.
Eskiden alıştığımız görüntü olan, sahada yabancı kurtarma ekiplerine getir götür yapan elinde kazma kürekli kamuflajlı erler ve üçgen Kızılay çadırları görülmeyince gelişmeye ayak uyduramayan muhalifler sahada Kızılay yok, asker yok diye yaygara yapmaya başladı.
Eskiden çadır kurma, sağlık müdahalesi, yemek içme neredeyse tamamen, bir dernek olan Kızılay’a yüklenmişti. Enkaz kaldırma işi askere, küçük bir sivil girişim olan AKUT’a ve yabancılara bırakılmıştı.
Şimdi gereği yapıldı ve enkaz altından kurtarma, çadır kurma ve genel organizasyon binlerce gönüllü ve çalışanı olan AFAD’a yüklendi. Kızılay artık sağlık işleri, yemek tedariği ve sürekli yardım işlerini üstleniyor. Üçgen çadırlar zaten tarihe karıştı.
Asker sadece takviye gerektiğinde sahaya iniyor.
Gelişmeye ayak uyduramayanlar aynı zamanda hiçbir şeyden memnun olmayanlardır. Bu durum eskiden beri aynıdır çok da takılmamak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder