8 Şubat 2023 Çarşamba

DEPREMDE YENİ BİNA VE ESKİ BİNA FARKI YETERİNCE İNSANIMIZA ANLATILMIYOR.

 EĞER DEPREM BÖLGESİNDEKİ BİNALARIN HEPSİ 2001 SONRASI YAPILAN BİNALAR OLSAYDI TARİHİ BÜYÜK BİR DEPREM YAŞAMIŞ OLDUĞUMUZ HALDE ŞU ANDA SADECE BİRKAÇ YÜZ ÖLÜMDEN BAHSEDECEKTİK.

Yeni binalar kısmen hasar alabilir belki birkaçı yıkılmış da olacak ama kesinlikle 20 yıl önce yapılan binalar gibi yaygın şekilde ölüm ve yaralanma sonucu doğuracak biçimde yerle bir olmuyorlar.
BU DURUM HER DEPREM YAŞANDIĞINDA BU ŞEKİLDE İNSANLARA YANSITILSA İNSANIMIZ YENİ BİNANIN KIYMETİNİ BİLECEK VE KENTSEL DÖNÜŞÜMLERE RAĞBET EDECEKTİ.
Fakat ülkemizde yaygın biçimde bir beton ve müteahhit düşmanlığı modası var.
Evet eski dönemde çok zayıf binalar yapıldı ülkemizde. Bunun birinci sebebi mevzuat öyleydi, ikincisi denetim yoktu. Lafı uzatmayalım bu ülkede ciddi bir devlet yoktu.
1999 depreminden sonra bu konu ciddiye alınmaya başlandı. Fakat mevzuat olarak ciddiye alındı eğer denetim ve takibi eski Türkiye’deki gibi yapılsaydı o mevzuat da sulanacak yine insanlar bildiğini yapacaktı.
29 Haziran 2001 tarihinde 4708 sayılı YAPI DENETİMİ Hakkında Kanunu yürürlüğe girmiştir.
1999 depreminden sonra çıkartılan raporlarda şu tespitler yapılmıştı.
''Projelerin %91’inde tasarım, hesap ve çizim hatalarının bulunması; beton mukavemetinin projesinde öngörülenden ortalama %40 daha az olması ve TUS’lar tarafından uygulamanın yeteri kadar denetlenmediği bilinmektedir.''
DİKKAT EDELİM BETON BİNADAN BAHSEDİYORUZ YIL 1999. ABD’DE 102 KATLI BİNA 1931’DE YAPILMIŞTI. YANİ TÜRKİYE’DE BETONARME İNŞAATIN MEVZUATI BİLE 2000 YILINA KADAR DOĞRU YAPILMAMIŞTI.
Eski dönemde inşaatların denetimi TUS (Teknik Uygulama sorumlusu) olarak isimlendirilen ve serbest çalışan mimar ve mühendislere bırakılmıştı. Bu sorumlu mühendisler projeyi çizer bir daha inşaata uğramazdı.
Neticede 2001‘de Yapı Denetimi Hakkında Kanunu yürürlüğe girmiştir.
İlerleyen dönemde 2008 ve 2015 tarihli Yapı Denetim Yönetmelikleri yürürlüğe girmiştir.
Eski Türkiye’de kanunlar, yönetmelikler çıkar ama uygulanmazdı. Büyük ihtimal Yapı Denetim Yönetmeliği de böyle olacaktı. Çünkü işin içinde biri olarak biliyorum eskiden inşaatların nasıl başıboş bırakıldığını.
Eski dönemde de inşaatlar proje çizilerek ruhsat alınarak yapılırdı ama iş tamamen müteahhitlerin insafına bırakılırdı. Deniz kumu gerektiği şekilde yıkanmadan piyasada satılırdı.
İnşaat yapılırken demir, çimento müteahhidin istediği kadar konurdu o yoksa kalfanın inisiyatifine kalırdı.
O zaman da belediyelerin inşaatları denetleme yetkisi vardı ama yapılmazdı. 3 kat ruhsat alınır 8 kat bina yapılırdı.
2001’de çıkan yasayla yapı denetim firmaları kuruldu. Ak parti iktidarı döneminde bu firmalar usulüne uygun kurulması ve denetlenmesi sağlandı. Bu firmaların işlem ve faaliyetlerini denetleme yetkisine sahip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına İl Çevre ve Şehircilik Müdürlükleridir. Bakanlık izniyle kurulan bu firmalar bakanlığa bağlı müdürlükler tarafından düzenli denetlenirler.
Bu firmalar önceleri müteahhitler tarafından bulunup anlaşma yapılırdı. Sonra bu da değiştirildi denetim firmaları havuzu kuruldu müteahhidin çalışacağı denetim firması kurayla belirlenmesi usule bağlandı. Böylece firma parasını aldığı inşaat firmasına bir mecburiyeti kalmadı.
Neticede inşaatların deprem yönetmenliğine uygun yapılması son 20 yıldır sıkı şekilde denetlenmektedir.
Bu gerçekle birlikte bir moda haline gelen ülke betona gömüldü yaygarası ile inşaatlar ve müteahhitler düşman bellenmeye çalışılmıştır.
Ülke, hem inşaata düşman hale gelmiş hem de yeni ve depreme dayanıklı yeterince bina yapılmadı diye hayıflanmaktadır. Çünkü halkımız yeni binaların depreme dayanıklı olduğunu, son depremlerde yeni binaların çok az sayıda ölüme sebep olduğunu bir gerçek olarak zihinlerine yerleştirmiş değil.

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...