15 Ocak 2020 Çarşamba

BOP Eşbaşkanlığı Meselesi


İslami gençlik  80’li 90’lı yılları Afgan cihadını, Bosna savaşını, Çeçenistan direnişini destekleyerek, takip ederek geçirdi. Bir kısmı bizzat bu savaşlara katıldı, diğerleri kendi ülkelerinden bu savaşları küffara karşı bilenme, bilinçlenme  olarak yaşadı.

90’lı yılların sonları itibariyle bu savaşlar bitti. Boşa çıkan on binlerce genç ülkelerine dönmeye başladı. Bir kısmı bu savaşı emperyalist ülkelere karşı intikam saldırıları başlatmak şeklinde devam ettirmek için örgütlenmeye başladı. Filistin'de de bu havaya paralel olarak büyük bir intifada başlamıştı.  İşte bu gelişmeler batıda büyük bir panik başlattı.

Savaşlardan boşa çıkan gençler tarafından birçok örgüt kuruluyordu. Savaşlarda komutanlık yapanlar ülkelerine dönüp silahlı mücadeleye varan hareketler oluşturmayı planlamaktaydı. Batı ülkelerinde özellikle ABD hedeflerine yönelik saldırılar planlamaktaydılar. Bazı saldırılar da başlamıştı. 
ABD istihbarat teşkilatları bu işleri iyi bildiği için ve bu yapıların içerisine bütün cephelerde sızmış olduğu için bu yapılanmalardan birini  seçti daha sonra  El Kaide adını alan bu örgüt içerisinden devşirdiği insanlarla gençleri yönlendirme girişimi başlattı. CIA her zaman yaptığı gibi yapmamaları gereken şeyleri onlara yaptırarak daha güçlenmeden işlerini bitirebilmek için çalışmalara başladı.
Diğer taraftan İslam ülkelerindeki baskıcı diktatörlüklerin bu tür isyancı gençlerin yetişmesine sebep olan iklimi oluşturduğu düşüncesiyle, bu diktatörlükleri demokrasiye dönüştürme, batının güvenliği için zorunlu görülmeye başladı.

İşte bu yıllarda Türkiye’de Ak Parti iktidara geldi.

Ak Parti bu gençler için rol model olarak sunulmak istendi. Ak Parti radikalizme karşı ılımlı olarak görülüyordu. Laik baskıcı bir ülke olarak bilinen Türkiye’de İslami siyasetçilerin bu başarısı dünyadaki diğer gençlere de örnek olarak sunulmak istendi. Erdoğan seçimi kazandıktan sonra daha başbakan olmadan önce Avrupa ve ABD gezisi yaptığında büyük bir ilgiyle karşılanmasının sebebi buydu.
Savaşçı müslüman gençlerin terör eylemleriyle batıyı ciddi sıkıntıya sokacağı endişesiyle Ak Parti iktidara geldikten bir süre sonra İslam ülkelerine bu örnekliğin taşınması için Büyük Ortadoğu Projesi şeklinde bir çalışma başlatılması konuşulmaya başlandı. 

Eşbaşkanlık bu şekilde gündeme geldi. Gençlerin teröre bulaşmak yerine demokrasiye geçen ülkelerinde siyaset ile bu amaçlarına ulaşmaya yönlendirilmeleri  isteniyordu. 

Bir süre bu amaçla bazı yayınlar, toplantılar yapıldıysa da kısa süre sonra  CIA’nın başlattığı El kaide projesi başarıya ulaşıp ABD Üsame Bin Ladin’i bahane edip Afganistan’a girince, ardından Irak’a girince İkiz Kuleler saldırısını gerekçe gösterip binlerce genci Guantanamo kampına taşıyıp kendileri açısından tehlikeyi bertaraf edince BOP projesi daha konuşulmaz oldu.

Bu günlerde ABD’de bir denizci subayının bir dergide yayınladığı Ortadoğu ile ilgili bir harita bu proje ile ilişkilendirilip piyasaya sürüldü. Bu komplocuların basit bir dezenformasyonuydu fakat ilginç şekilde çok tuttu. Bu dezenformasyon  çoğu zaman  yalan olduğu ortaya çıktığı halde hâlâ gerçekmiş gibi algı oluşturan durumlar gibi olmuştu.

 Bir kısım insan için BOP o harita ile bilindi. Şunu herkes bilir ki batı  ülkeleri böleceğini ülkeleri haritalara döküp o ülkelere ''iyi niyet'' eli uzatmaz.  Bu çok acemice bir şey olurdu. Batının tarzı bu değildir. Üstelik o BOP haritası olarak bilinen haritada proje sonucunda İsrail toprak kaybeden ülke olarak gösteriliyor , Ermenistan büyümüyor. Batı bu kadar operasyon yapacak ve İsrail  büyümeyecek bunu beklemek en büyük saflık olur.

Hep karıştırılan bir şey daha var. Daha sonra başlayan Arap Baharının bu durumla ilgisi yoktur o kalkışmalar Gürcistan’da, Kırgızistan’da Ukrayna’da yaşanan renkli devrimler sürecinin devamıdır. Bu ülkelerde art arda kalkışmalar olmuş, meydanlar doldurulmuş, seçilmiş Cumhurbaşkanları, hükümetler aşağı alınmıştır. Aynı durum Türkiye'de de Gezi olayları şeklinde yapılmak istenmiştir.

Tunus'ta başlayıp Mısır ve Yemen'de diktatörlerin istifa etmesi Suriyeliler için de ümit olmuş onlar da sokaklara dökülmüştür. Fakat Suriye rejimi diğer ülkelerin aksine çok şiddetle halka tepki göstermiş ve dışarıdan (İran, Hizbullah ve Rusya) aldığı desteklerle halkına kıyım yapmış ve ayakta kalmayı bugüne kadar başarmıştır.

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...