Lozan Anlaşmasının tam bağımsızlığımızı sağlamadığı konulardan biri de boğazlardır. Lozan'a göre İstanbul Boğazı'nın iki tarafı 15 km Türk askerinden arındırıldı. Yani biz İstanbul'un büyük bölümünde asker bulunduramıyorduk Lozan'a göre. Boğazdan her türlü gemi savaş gemileri de serbestçe geçebiliyordu. Yani ekonomimizin çoğunu barındıran İstanbul tamamen savunmasızdı.
Peki ne oldu da Montrö anlaşmasını yapma imkanımız doğdu.
''Hitler Almanya’sının Versaillies Antlaşması(7 Mayıs 1919)’na aykırı olarak silahlanmaya başlaması(1934) ve Mussolini İtalya’sının 1935’te Habeşistan’a saldırması ile birlikte Türkiye, Boğazları’nın savunmasız durumunu gündeme
getirmiştir. Hitler’in Versaillies Antlaşması hükümlerine aykırı olarak zorunlu askerlik sistemini kabul etmesi ile ortaya çıkan durum için 17 Nisan 1935’te toplanan Milletler Cemiyeti’nde T.C. Dışişleri Bakanı T. Rüştü Aras; “Türkiye’nin güvenliği ve her devlet gibi savunma hakkının tanınması” noktasında hareket ile Boğazların askersizleştirme hükmünün iptalini istemiştir. Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler başta olmak üzere İngiltere de yaklaşan faşist yayılmacılığa karşı boğazların savaş gemisi geçişlerine sınırlandırılmasına destek verince Montrö imzalanmıştı.
Neticede bizi kurtaran 1. Dünya savaşında diğer devletleri çok korkutan Almanya'nın Hitler ile yeniden tehlike arz etmesi, bizim boğazları büyük oranda yeniden sahiplenmemizi sağladı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-
Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...
-
Belki çoğumuz farkındadır ama o günleri yaşamayan gençler ve konunun taraflarını tanımayanlar için geçtiğimiz dönemde Ak Parti-Fetö-TSK sü...
-
MİT istihbarat çalışması olarak PKK'yla süregelen mücadelesinde yeni boyut olarak önce PKK nın şehir yapılanması olan KCK ya sızdı. Orda...
-
Zinnureyn olarak adlandırılan, Aşere-i Mübeşşereden kabul edilen Hz Osman, yolsuzluk yaptırdığı, adam kayırdığı iddiasıyla büyüyen dedikodu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder