2014 yılından beri Türkiye, eski dönemde tecrübe etmediği bir süreci yaşıyor. Türkiye devamlı bir saldırı yaşıyor, bu saldırı içeriden yani bürokrasi kaynaklı yapılıyor; genelde devletin işleyişini zehirleme, içeriden bilgi vermek şeklinde algı oluşturma, devlet işleyişinde kasti aksaklıklar oluşturma, devlette gerçekleşen münferit hataları büyütüp devamlı halkın gündemine sunma.
Bu operasyonların kaynağı olarak önce paralel devlet tanımlaması kullanıldı, ilerleyen dönemde devletin güvenliğini tehlikeye düşürmeye varan bu girişimlerin açıkça ortaya çıkmasıyla bu yapılanma terör örgütü olarak tanımlandı.
Bu yapı devlete karşı her türlü saldırı fırsatını değerlendirmek yolunda başka terör örgütlerini de kullanmaktan geri durmadı. Pkk ve Deaş terör örgütlerini yönlendirme, perdeleme, kışkırtma, istihbarat verme şeklinde kullanmaya devam etti.
Bu operasyonların kaynağı olarak önce paralel devlet tanımlaması kullanıldı, ilerleyen dönemde devletin güvenliğini tehlikeye düşürmeye varan bu girişimlerin açıkça ortaya çıkmasıyla bu yapılanma terör örgütü olarak tanımlandı.
Bu yapı devlete karşı her türlü saldırı fırsatını değerlendirmek yolunda başka terör örgütlerini de kullanmaktan geri durmadı. Pkk ve Deaş terör örgütlerini yönlendirme, perdeleme, kışkırtma, istihbarat verme şeklinde kullanmaya devam etti.
Bu yapılanma 40 yıl bir çalışma yürüttü. Öğrenci üzerine yaptığı çalışmalarda en zeki çocukları ele geçirmeye çalıştı. Halk içerisnde de parası olanların peşinden hiç ayrılmadı.
Mesela üniveriste sınavlarında derece yapan çocuklara tıp, elektronik okutmadı mesela biyoloji öğretmenilği okuttu, coğrafya öğretmeniliği okuttu. Bu çocukların büyük kısmını Türkiye'de de bırakmadı mesela Papua Yeni Gine'de açtığı bir ortaokulda belletmen yaptı. Tıp okuyabilecek çocuğu polis okuluna soktu en cins kafa çocukları aldı maliyede uzman yaptı, adliyede memur yaptı, hakim yaptı savcı yaptı.
Biz o dönemde bu yapıyı eleştirirken bu konuyu da gündeme getirip, ülkenin ihtiyacı olan beyinleri neden böyle heba ediyorsunuz diyorduk, bunları ihtiyaç olan alanlarda kullanmak gerekir diyorduk ve bunların yaptıklarını ülkenin değerlerini heba etmek olarak görüyorduk.
Meğer plan buymuş bunu geçtiğimiz 5 yıllık dönemde çok iyi gördük.
Her toplumda yüksek zeka oranı %3 civarındadır ve bu kabiliyette olanlar buna uygun alanlarda eğitim görürler ve meslek sahibi olurlar ama bu örgüt böyle yapmadı bu üstün zekalı insanları sıradan mesleklerde istihdam etti. Yani maliyede bunlardan bir uzman varsa o aslında tıp puanıyla oraya girmişti, adliyedeki savcı elektrik elektronik mühendisliği kazanabilecekken burada savcı olarak görev yapıyordu. Ysk da hakim olmuşsa aslında bilgisayar mühendisliği kazanacak kapasitedeyken hukuk tercih ettirilerek oraya gelmişti.
Şimdi bunların beş yıldır yaptığı operasyonların sıkıntılarını yaşıyoruz birçoğu içeri atıldı ama bunlara ilk öğretilen şey kendilerini gizlemekti. Bu gizlilik onların inanç sistemini oluşturan risalelerden gelen bir temeli var. Takiyyeyi Ehl-i Beyt ekolüne ait bir taktik olarak biliyoruz değil mi Risaleleri okuyanlar bilir Hz Ali'ye açılan alan çok farklıdır. Oradan Türkiye alevileriyle ünsiyet kurma şansları oldu. Pirimiz dedikleri Said-i Nursi kürttür ve bunu dikkatlere sunmak gibi bir anlayışı vardı oradan da kürtlerle bir ünsiyet kurma duygusal alt yapıları var.
Neticede karşımızda bela bir yapı var. Bunların her alanda yaptığı fesadı Ak Parti bürokrasisi de zamanında anlamakta zorlandı zorlanıyor.
Bu örgütün aslında işleri o kadar zor da değil biraz kafası çalışan bir ekip yasaları, mevzuatları biraz incelerse onlardaki açıkları kolaylıkla bulur ve oradan fitnesini üretebilir.
Bu yapının bir şansı daha var bizde muhalefeti oluşturan kesimin iktidara olan muhalefetini bir garez üzerine oturtması ve okur-yazar görünüp hiçbir şeyin aslını öğrenmek kaygılarının olmaması. Çünkü bu işe öncelikle dinlerini ciddiye almamaya yönelmekle kendilerinde bir tarz oluşturdular.
Mesela üniveriste sınavlarında derece yapan çocuklara tıp, elektronik okutmadı mesela biyoloji öğretmenilği okuttu, coğrafya öğretmeniliği okuttu. Bu çocukların büyük kısmını Türkiye'de de bırakmadı mesela Papua Yeni Gine'de açtığı bir ortaokulda belletmen yaptı. Tıp okuyabilecek çocuğu polis okuluna soktu en cins kafa çocukları aldı maliyede uzman yaptı, adliyede memur yaptı, hakim yaptı savcı yaptı.
Biz o dönemde bu yapıyı eleştirirken bu konuyu da gündeme getirip, ülkenin ihtiyacı olan beyinleri neden böyle heba ediyorsunuz diyorduk, bunları ihtiyaç olan alanlarda kullanmak gerekir diyorduk ve bunların yaptıklarını ülkenin değerlerini heba etmek olarak görüyorduk.
Meğer plan buymuş bunu geçtiğimiz 5 yıllık dönemde çok iyi gördük.
Her toplumda yüksek zeka oranı %3 civarındadır ve bu kabiliyette olanlar buna uygun alanlarda eğitim görürler ve meslek sahibi olurlar ama bu örgüt böyle yapmadı bu üstün zekalı insanları sıradan mesleklerde istihdam etti. Yani maliyede bunlardan bir uzman varsa o aslında tıp puanıyla oraya girmişti, adliyedeki savcı elektrik elektronik mühendisliği kazanabilecekken burada savcı olarak görev yapıyordu. Ysk da hakim olmuşsa aslında bilgisayar mühendisliği kazanacak kapasitedeyken hukuk tercih ettirilerek oraya gelmişti.
Şimdi bunların beş yıldır yaptığı operasyonların sıkıntılarını yaşıyoruz birçoğu içeri atıldı ama bunlara ilk öğretilen şey kendilerini gizlemekti. Bu gizlilik onların inanç sistemini oluşturan risalelerden gelen bir temeli var. Takiyyeyi Ehl-i Beyt ekolüne ait bir taktik olarak biliyoruz değil mi Risaleleri okuyanlar bilir Hz Ali'ye açılan alan çok farklıdır. Oradan Türkiye alevileriyle ünsiyet kurma şansları oldu. Pirimiz dedikleri Said-i Nursi kürttür ve bunu dikkatlere sunmak gibi bir anlayışı vardı oradan da kürtlerle bir ünsiyet kurma duygusal alt yapıları var.
Neticede karşımızda bela bir yapı var. Bunların her alanda yaptığı fesadı Ak Parti bürokrasisi de zamanında anlamakta zorlandı zorlanıyor.
Bu örgütün aslında işleri o kadar zor da değil biraz kafası çalışan bir ekip yasaları, mevzuatları biraz incelerse onlardaki açıkları kolaylıkla bulur ve oradan fitnesini üretebilir.
Bu yapının bir şansı daha var bizde muhalefeti oluşturan kesimin iktidara olan muhalefetini bir garez üzerine oturtması ve okur-yazar görünüp hiçbir şeyin aslını öğrenmek kaygılarının olmaması. Çünkü bu işe öncelikle dinlerini ciddiye almamaya yönelmekle kendilerinde bir tarz oluşturdular.
İşte şimdi bürokraside kaybettikleri alanı muhalifleri manipüle ederek, kışkırtarak, HDP'lileri ve solcu gençleri sahada ve bürokraside kullanarak devam ettiriyorlar. Sosyal medyada gördükleri destekle algı çalışmasında büyük başarı elde ediyorlar. ( onlara ait hesaplara twitter'ın facebook'un pozitif ayrımcılık yaptığını görüyoruz)
Bu işin seçim sandıklarındaki operasyonlarına nasıl yansıdığını başka yazıda inceleyeceğiz inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder