10 Mayıs 2021 Pazartesi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman: Kur'an ve Mütevatir Sünnet tek Kaynağımız Sözü

 Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman 27 Nisan Salı günü devlet televizyonunun yanı sıra önde gelen Arap televizyon kanallarında yayınlanan röportajında çok ilginç çok ileri şeyler söyledi.

Eğer bu sözlerinde samimiyse ve bu savunduklarının arkasında durursa Suudi Arabistan önümüzdeki dönemde İslam dünyasının önündeki engelleri aşmasında ve birleşmesinde çok önemli bir görevi yerine getirmiş olur ve bu gelişme onu İslam dünyasında çok önemli ve ileri bir yere taşır.
Çünkü hangi İslam ülkesi geleneği kutsamayı bırakıp ‘’Kur’an’ı doğru anlama’’ ve ‘’Kur’an’ı asrın idrakine söyletme’’ bu ikisinin yapılabilmesi için gerekli olan hikmete sahip çıkarsa o ülke İslam dünyasının lideri olacak ve dünyaya yeni bir dönüşüm kazandıracaktır.
Muhammed bin Selman’ın gazeteci Abdullah el-Mudifer’e verdiği röportajdan bölümler;
Devletin sadece Kur’an-ı Kerim’de yer alan metinleri uygulamalıyız “Yani, Kur’an-ı Kerim’de veya Sünnet'te açık bir nas (delil) olmadan yasal bir hüküm uygulamamalıyım. Sünnet'teki açık bir metinden bahsettiğimde bunlar, Müslim (Sahih Müslim'in sahabesi) gibi hadis yazarlarının çoğunun sahih, hasen veya zayıf gibi kategorilere ayırdıkları hadislerdir. Ama en önemlisi olan başka bir sınıflandırmadır. Bu da mütevatir hadis (Hz. Peygamber'e ittisâlinde hiçbir şüphe bulunmayan hadis) ve ahad hadis/haber-i vahid (mütevatir haberin şartlarını taşımayan haber)’dir. Kararların ve yasaların çıkarılmasında ana referans Kur’an-ı Kerim ve mütevatir hadislerdir” şeklinde konuştu.
Bu yöndeki problemin, başlangıçta hadislerin Kuran ayetleri ile karıştırılmaması için yazılmasından kaçınılması şeklindeki yaklaşımdan kaynaklandığını belirten Veliaht Prens, “Hal böyleyken bugün gelip, Kur’an-ı Kerim ile çelişse bile, sanki Kuran’ın her zaman ve her yerde geçerli olduğunu buyuran Allah'ın sözüne meydan okuyormuşuz gibi sahihliği (doğruluğu) kesin olarak ispatlanmamış hadislere insanları nasıl teslim edebiliriz? Hükümetin hukuki açıdan Kur’an-ı Kerim ve mütevatir hadislerdeki hükümleri uygulaması zorunludur” dedi.
Muhammed bin Abdulvahhab ekolü arasındaki bağlantıyı kopararak uzun zamandır tartışmalı olan bu konuya açıklık getirmekte hiç tereddüt etmedi.
Veliaht Prens Muhammed Bin Selman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendimizi sadece belirli bir ekole/mezhebe veya dünyaya adadığımızda insanları ilahlaştırmış oluruz. Allah ve Resulü, insanlarla aralarına bir engel koymadı. Kur’an-ı Kerim nazil oldu (indirildi). Hz. Muhammed’in sünneti, Kur’an-ı Kerim’in yeryüzündeki uygulanışıdır ve içtihadı sonsuza kadar açıktır. Şeyh Muhammed Bin Abdulvehhab, mezarından çıkıp bizi onun metinlerine bağlı kaldığımızı, aklımızı içtihada kapattığımızı ve onu tanrılaştırdığımızı ya da aşırı övdüğümüzü görse buna itiraz ederdi. Dinin hükümleri konusunda kendimizi bir ekole veya belirli bir kişiye bağlayamayız. Her fetva, zamana, yere ve anlayışa göredir.”
Buna bizim ekleyeceğimiz ancak bir temennidir;
İnşallah Türkiye bu Sahih İslam anlayışında yaşanacak bu zorunlu gelişmeyi Suudi Arabistan’a kaptırmaz.

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...