Eski Türkiye'de dev medya grupları hükümetlere hakimdiler. Bürokrasiyi de kontrol altında tutabiliyorlardı. Fakat halkın sesi sayılan Meclis'in çok sesinin çıkmasını istemediklerinden, Meclis'i itibarsızlaştırmak için devamlı milletvekili maaşlarını gündeme getirirlerdi.
Bu ucuz ve taktiksel yaygara bu günlerde yüksek bürokratlar için yapılıyor. Bürokratların ve devlet hizmetinde bulunmuş, emek vermiş, tecrübe kazanmış siyasilerin aynı zamanda birkaç kurumda görev yapması ve oralardan hakları olan gelirleri edinmeleri büyük bir yolsuzluk ve israf olarak dillere dolandırılıyor.
Büyük işletmelerin yönetim kurulu üyelikleri sanıldığı gibi o alanda uzman olmayı gerektirmez. Yönetim kurulu; temsil makamıdır, vizyon belirler, dış ilişkileri, kamu ile ilişkileri, finans ilişkileri için bağlantılar kurarlar.
Bunun için kurul üyeleri siyasi gücü olan, aynı zamanda başka kurumdaki bağlantılarından faydalanılan güçlü kişilerden oluşması istenir. Bu o işletmelere güç verir.
Bununla beraber devlet işletmelerinde çok büyük paralar almazlar. Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının yönetim kurulu üyelerinin alabileceği huzur hakkı en çok 3.335 TL. Özel statülü kurumlar Borsa gibi kurumlar ve kamu bankalarında bu yıl için bu ücret, devlette ayrıca görevi olanlar için 14 .000 olmayanlar için 24.000 TL’dir.
15/1/2012 tarihinde yürürlüğe giren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5’inci maddesinin (s) fıkrası ile memurlar ve diğer kamu görevlilerinden, kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yani bürokratlar birkaç kurumda görev alsa bile yalnız birinden ücret alabilir. Yani kendi maaşına ek olarak yalnız bir huzur hakkı ücreti alabilirler. Bu durum yeni reformlarda sadece tek kurumda görev alabilir şeklinde değiştirilmektedir.
Fakat belediye başkanları ve meclis üyeleri bu kısıtlamanın dışında tutulmuştur. Bu yüzden şu anda büyükşehir belediyelerinde başkanlar, başkan danışmanları, meclis üyeleri ve partilerin gösterdiği kişiler birkaç şirketin yönetim kurullarında görev almakta birkaç yerden ücret alabilmektedirler.
Bu durum genel yönetimde yani hükümette de vardır. Bürokrat olmayan kişiler birkaç kurumda görev alabilmektedir.
Gelelim bu durumun etik olup olmadığına.
Siyasi partilerde görev alanlar genelde mesleklerini bırakıp bütün mesailerini bu siyasi çalışmalara vermektedirler. Bu çalışmalar neticesinde partileri hükümet kurarlar devleti yönetirler. Bu insanlar başarılı oldukları için partilerinde önemli görevler üstlenebilirler ve devlet idare edilirken bu insanlar bazen milletvekili bazen sadece parti görevlisi bazen bir görevi olmadığı halde bütün mesaisini siyasi çalışmalara verirler.
Bu insanların birlikte okuduğu akranları ve arkadaşları iş alanında çalışıyorsa belki varlıklı kişiler olabiliyor, akademisyense prof olabiliyor veya yüksek bürokrat olup yüksek maaşlara sahip olabiliyorlar neticede kariyer sahibi yüksek gelir sahibi insanlar oluyorlar.
Ömrünü siyasi çalışmaya verenler ise bütün tecrübelerine, başarılarına kurdukları ilişkilere rağmen bunun onlar için ekonomik bir getirisi olamamaktadır. Yaşları ilerlemiş olduğu akranlarının yakaladığı fırsatları da kaçırmış olmaktadırlar.
Bu yüzden siyasi kişilerin kamu kurumlarında temsil makamlarında görev almaları hem o kurumlara tecrübeleriyle fayda sağlamaları hem kariyerlerine göre bir gelir sahibi olmalarını sağlamaktadır. Bu makamlar zaten birileri tarafından yürütülecektir, yani bir israf söz konusu değildir. Bu yönetim kurulu üyeliklerine sıradan memurların ve tecrübesiz gençlerin alınması zaten işlerin verimli yürümesi açısından doğru olmayacaktır.
Önemli olan bu kişilerin haksız kazanç sağlamamaları o kurumlara sahip çıkmalarıdır. Bu kurumlarda görev alacak kişiler başarılı kişilerden seçilmelidir.
Başarılı insanlar özel sektörlerde aynı işleri yüz binlerce lira maaş alarak yapmaktadır. Bu yüzden kamuda verimli insanları tutmak için onları birkaç kurumdan gelir sahibi yapmak kamunun faydasına bir durumdur.
Bu birkaç maaş konusu halkı kışkırtmak için kullanılan bazen çok işe yarayan bir yaygara biçimidir. Halk genelde yöneticilerin de bir hayatı olduğunu kariyerlerine uygun şekilde bir hayat standartları olması gerektiği empatisini kuramaz.
Milyarlarca liranın yönetimiyle, milyonlarca kişinin kaderiyle uğraşan insanların yüksek gelir sahibi olması kıskanılacak bir durum olmaması gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder