12 Eylül darbesinden sonra ekonomi Turgut Özal’a teslim edildi. Türkiye’de her askeri müdahaleden sonra bir CHP’li isim başbakan olarak atanırken artık askerler de çok iyi biliyordu ki sol kesimde ekonomiyi idare edebilecek bir zihniyet yoktu.
Özal muhafazakar biriydi, 1977 genel seçimlerinde Millî Selamet Partisinden İzmir milletvekili adayı olmuştu, başbakan olduktan sonra kurduğu hükümetlerde muhafazakar isimler çekirdek kadroyu oluşturuyordu. Fakat o dönemlerde ağır askeri vesayet vardı. Bütün yüksek bürokrasiyi kaplamış takoz zihniyet ve her işe engel olan CHP’lilerin kaleleri olan Danıştay, Sayıştay, Yargıtay’a rağmen neler yapılabiliyorsa ancak o kadarını yapmaya çalışmıştı Özal.
Özal döneminde yüksek büyüme yaşandı, Türkiye dünyaya açıldı, üretim ve ihracata yöneldi, özgürlükler konusunda, hür teşebbüs konusunda ilerlemeler sağlandı.
Özal vesayeti biraz olsun kırmak için cumhurbaşkanı olmayı mecburiyet olarak gördü.
Cumhurbaşkanı seçileceği dönemde vesayet düzeninin medyası, solcu sanatçılar, yüksek bürokratlar bir nakarat tutturdu.
‘’Alışamadık ‘’
Alışamadıkları Anadoluluktu, vesayetin sarsılmaya başlamasıydı, Anadolu’dan gelip zengin olmaya başlayan halk kesimleriydi.
Özal cumhurbaşkanı olduktan sonra gidilen 1991 seçimlerinde Demirel yeniden ortaya çıktı. Demirel vesayet düzenine boyun eğen aslında CHP’li olduğu 28 şubat sürecinde ortaya çıkan bir isimdi.
Demirel medya tarafından yeniden parlatıldı. Seçim propagandası Demirel değişti sloganı üzerine oturtuldu. Renkli ceketlerle boy boy resimleri yayınlandı. Milletin yine bir kısmı adamın ceketi renklendi kendi de renklenmiştir herhalde diyerek seçimlerde DYP’yi birinci parti olarak çıkardı.
Bir şeyin değişmediği, dönemin CHP’si SHP ile çok uyumlu şekilde Türkiye’yi yavaşlattığını görünce millet, o dönemde cumhurbaşkanı olan Özal’ı anlamaya başladı.
Özal’ı ben de anlıyorum sözleri hızla yayılmaya başladı. Dönemin liberal isimleri, ikinci cumhuriyetçileri, iş adamları, ilerlemeci isimler bu sözün içini doldurarak Türkiye’de aslında neler olduğunu Özal döneminde ne kadar mesafe kat edildiğini, kıymetini bilemediğimizi anlatmaya başladılar.
Özal yeniden siyasete dönsün talepleri gündemin en önemli konusu haline gelmişti.
Şimdi de benzer bir durum yaşıyoruz.
Erdoğan’ın uzun iktidarında halkın büyük bölümü ona desteğini hep sürdürdü. İnsan 20 yıl bal yese bıkar sözü gibi bazıları başka taraflara yönlenmeye, biraz da başkalarını deneyelim demeye başladı. Algı çalışmaları ile CHP bile değişti reklamlarına kendini inandırmaya çalışanlar oldu.
Ve belediyelerde bu denendi. CHP’li belediyeler insanlara CHP zihniyetini yeniden hatırlattı.
Bunun üstüne 2023 yılı Erdoğan’ın dev hizmet orkestrasının konseri gibi geçiyor. Orkestra şefi Erdoğan çubuğunu uzattığı yerden dev bir açılış, dev bir hizmet, dev bir yenilik sesi yükseliyor.
Şimdi duyduğumuz kısık sesli, henüz çekingen mırıltılar, hakkını teslim etme itirafları.
Erdoğan’ı ben de anlıyorum, hakkını teslim etmek lazım, Erdoğan bu ülke için bir şansmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder