.Descartes’a göre Tanrı düşüncesi doğuştan gelmiştir. İnsan bu düşünceyi duyumlarıyla edinmemiş ve zihniyle de kurgulamamış, dolayısıyla yaratıldığı zaman kendisiyle birlikte doğmuş ve meydana getirilmiştir.
İnsanlık tarihine bakınca insanlar, filozoflar, düşünürler çoğunluk itibariyle bir şekilde Tanrı inancına sahip olmuştur.
Tanrı’ya inanmamak, zorlamadır ve insanı huzurlu kılmaz.
Tanrı’ya inanmamak, zorlamadır ve insanı huzurlu kılmaz.
Bunu hiçbir şeyden anlamasak, inanmayanların çok bulunduğu ülkelerdeki intihar vakalarının çokluğundan anlayabiliriz. Kesin bir şey varsa inananlar mutludur.
Tanrı inancı hiç bilimsel değil diye itiraz ediliyor. Bilim insan mutluluğu için varsa buna çalışmalı ve insan inançlı olduğunda mutlu oluyorsa (insanlığın tümüne bakalım kendi tecrübeniz insanlık için bir delil değildir) inanmamak neden bilimsel olsun?
''Tanrı inancı Yaratıcının istediği gibi olmadığında insanın başına iş açar o ayrı bir konu ama mutluluk ayrı bir şey. Bilim tam burada doğru Tanrı inancında devreye girebilir''
''Tanrı inancı Yaratıcının istediği gibi olmadığında insanın başına iş açar o ayrı bir konu ama mutluluk ayrı bir şey. Bilim tam burada doğru Tanrı inancında devreye girebilir''
Peki çağımızda neden ateizm artmıştır?
Bunun sebebini, iletişim araçlarının artmasında ve bunları kullanma imkanını en güçlü şekilde elinde tutan inançsız bir güç şebekesinin çalışmalarında bulmaktayız.
Bu şebeke, inançsızlığı, kolay av olanlar için kolaylaştırmaktadır.
Bunun sebebini, iletişim araçlarının artmasında ve bunları kullanma imkanını en güçlü şekilde elinde tutan inançsız bir güç şebekesinin çalışmalarında bulmaktayız.
Bu şebeke, inançsızlığı, kolay av olanlar için kolaylaştırmaktadır.
Günümüzde ateist olmak için düşünmeye değil bu tuzaklara düşmek için nefsin isteklerine meyletmek ve düşünce açısından boş bulunmak yetmektedir.
BUGÜN ATEİST OLMAK, DÜŞÜNÜR OLMAK DEĞIL KOLAY AV OLMAKTIR. ÇÜNKÜ BİR ŞEBEKE İNANMAK İSTEMEYENLER İÇİN BU DÜŞÜNCEYİ KOLAYLAŞTIRIP BİLİNÇALTLARINA SOKMAKTADIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder