10 Nisan 2018 Salı

Güncelleme konusuna çok temel bir meseleyle açıklık getirelim


Örnek olarak,
Boşanma konusunda Kur’an’da, kadın ve erkeğin haklarını koruyan ayetler var.
Fıkıh kitaplarında, Kur’an ve sünnet ışığında, dönemlerinin alışkanlıkları etkisinde geliştirilen boşanma fıkhı var.
Kur'an temel ilkeleri belirlemiştir ama dönemin alışılagelmiş uygulamalarını hemen yasaklamayarak (kölelik ve cariyelik gibi) insan onurunu kayırma istikametinde düzenlemeler vazetmiştir. Sünnet gününün şartlarında en iyisini yaşamıştır ama Kur'an'ın çizdiği isitkamet insan onurunu koruyacak en iyi düzenlemeleri inşa etmek üzerinedir.
Bugün sosyoloji ilminin, psikoloji ilminin, hukuk yargılama ilminin ulaştığı bir seviye gerçeği var. Ayrıca insanlık, insan onurunu korumada Kur'an'ın vazettiği ilkelere daha da yaklaşmıştır.
Açık yüreklilikle cevap verilmesi gereken örnek bir mesele;
Bugün Kur’an’ın öngördüğü temel haklar çerçevesinde;
Boşanma hukuku konusunda en bilimsel ve Kur’anî uygulamayı vazetmek imkanı kimler için daha mümkündür?
Köleliğin halen devam ettiği, kadının henüz kendini gerçekleştirecek imkanları bulamadığı, sosyoloji, psikoloji biliminin gelişmediği dönemde yaşayan mezhep imamlarımız mı bugüne uygun boşanma hukuku düzenleyebilirler?
Yoksa bugün insanlığın geliştirdiği bütün ilimlerden haberdar; hukuk nosyonuna hakim hukukçular, sosyologlar, psikologlar ve ilahiyatçıların bir araya gelmesiyle mi daha iyi bir boşanma hukuku düzenlemesi yapılabilir?

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...