-Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir.-Hükümleri güncelleme konusu güme gitmesin.-Çamur atma kolaycılığı yeni 'usûl çalışmasına engel olmasın.Gelinen noktada İslam dünyasında Kur’an’ı esas alan usûlü kabul edenlerin sayısı hızla artmaktadır. Ülkemizde son günlerde bu durum, bir siyasi rüzgarla ciddiyet ve resmiyet kazanmaya başlamıştır. Bugüne kadar bu gerçeği ihmal edenler şimdi yavaş yavaş konuya girmeye çalışmaktadır. Tabi görünen o ki yine bir insan zaafiyetine şahit olmaktayız. Vaktinde bu işin ciddiyetini anlamayanlar, uzun zamandır bu konuya dikkat çekenleri nereye oturtacaklarını bilemez durumdalar. İlk etapta geleneği putlaştıranlara bir kaç söz çakma girişimlerinin yanında onlarla mücadeleye ömrünü vermiş olanları da istisğar etmekten kendilerini alamıyorlar.Tevhid tarif edilirken, tevhid önce ‘’la’’ ile başlar denir. Hurafeye, şirke ve körü körüne gelenekçiliğe karşı mücadele başlatanlar ortalıkta din diye kabul edilen şeylere karşı çıkarken bazen toptancı davranmış olabilirler. Hurafenin kabul görmesi için seçilen yöntemlerden biri olan hadis rivayetçiliği eleştirilirken, Resulullah dışlanıyor şeklinde anlaşılan sert çıkışlar yapılmış olabilir. Konu, dini Allah’a has kılmak emri olunca önce İslam’a bulaşanları reddetmek gerkiyor. Mekke dönemi ayetleri gibi, ilk dönem hep dinde olmaması gerekenler söylenmiştir. Şirkin elebaşları Ebu Leheb gibi bazen ismi verilerek yerilmiştir. Ataların dini savunmaları, önceki ümmetlerin de hastalığı olduğu tekrar tekrar dile getirilmiştir.Ülkemizde tevhid mücadelesi, aynı şekilde ‘’la’’ ile küçük bir azınlık tarafından başlatıldı. Mekke dönemi süreci yaşandığından hep red üzerinden yürümek durumunda olunmuş, dinde bir ‘’usul’’ vazetme dertleri çok olmamıştır. Yani Kur’an’ın, Hadis’in ve literatürün nasıl kullanılacağından çok hurafeden korunmuş olmayan kaynaklara dikkat çekmek üzerinden yürütülmüştür.
Cumhurbaşkanı’nın konuya dikkat çekmesinin bir milat olduğunu düşünüyoruz. Durumun kazandığı resmiyet ve ciddiyet tevhid mücadelesinde Medine sürecini başlatacaktır. Bu mücadelede geri kalanlar erken uyananları küçük görmek yerine mücadeleye zaman geçirmeden katılmaları gerekir. Hiç değilse ''Bedir ehlinden'' olmayı kaçırmasınlar.
Şimdi İlahiyat camiasına düşen, İslam’ı kaynaklarından hayata geçirme konusunda bir ‘’usûl’’ geliştirmeye çalışmaktır. Yeni bir fıkıh usûlüne ihtiyaç vardır. Diyanet ve İlahiyat camiası mevcut dini yapılarla uğraşıp kavgayı büyütürse konu hedefinden sapacaktır. Bunun yerine cesaret ve basiretle güncel bir usûl çalışması yapılmalıdır.
Cumhurbaşkanı’nın konuya dikkat çekmesinin bir milat olduğunu düşünüyoruz. Durumun kazandığı resmiyet ve ciddiyet tevhid mücadelesinde Medine sürecini başlatacaktır. Bu mücadelede geri kalanlar erken uyananları küçük görmek yerine mücadeleye zaman geçirmeden katılmaları gerekir. Hiç değilse ''Bedir ehlinden'' olmayı kaçırmasınlar.
Şimdi İlahiyat camiasına düşen, İslam’ı kaynaklarından hayata geçirme konusunda bir ‘’usûl’’ geliştirmeye çalışmaktır. Yeni bir fıkıh usûlüne ihtiyaç vardır. Diyanet ve İlahiyat camiası mevcut dini yapılarla uğraşıp kavgayı büyütürse konu hedefinden sapacaktır. Bunun yerine cesaret ve basiretle güncel bir usûl çalışması yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder