10 Nisan 2018 Salı

Rivayetleri neden sorun ediyoruz?


Allah insanı kendine kul olsun diye yarattı. Yaratıcısını doğru tanısın, dini ona has kılsın diye akıl sahibi insanı yeryüzünün halifesi kıldı. İnsanın birçok kabiliyeti var ama en üstün özelliği aklıdır. Vicdanlı olması, ibadet edebilmesi, hayır peşinde koşması gibi görerek öğrendiği kâr zarar dengesi gözetip insan dışındaki canlıların da yaptığı gibi sahibini memnun etme gayretleri olabilir. Bunların yanında çok daha önemli bir görevi var ve bu görev en üstün özelliği olan aklına düşen bir görev; Allah’ı doğru tanıma onu doğru takdir etme.
Bu mevzuda makbul kabul edilen kitaplardaki rivayetleri kabul etmenin ne sakıncası var sorusuna gelelim. Bu kitapların, tabiki büyük gayretlerin ve çoğunlukla samimi niyetlerin ürünü olduğunu kabul ediyoruz.
Fakat iş Allah’ı tanıma ve takdir etme konusuna geldiğinde kimsenin hatırı ve gayreti var diye toleranslı davranamayız ve aklı kenara koyamayız.
Örnek olarak Mirac hadisini ele alalım bu rivayette namazın 50 vakit olarak Allah tarafından emredilmesi ardından Musa(as)ın müdahalesiyle defalarca git gel ardından 5 vakite indirilmesi var. Burada geçen anlatım Kur’an’ın bize tanıttığı hükmüne kimseyi ortak etmeyen, insana taşıyamayacağı yükü yüklemeyen Allah tanımına uymuyor. Veya bütün bunları kenara koyup diyelim ki Allah’ın böyle de bir tarzı olabilir böyle bir şey de olmuş olabilir. Fakat bu bir ihtimaldir. Bu Kur’an gibi sabit bir delille bize gelmiş bir bilgi değildir. Bütün hadisçilerin ittifak ettiği gibi ahad rivayetler şüphe barındırır %100 bu rivayet doğrudur denemez. Peki biz bütün varlık sebebimiz olan Allah’ı doğru tanımak sorumluluğunu rivayet kitabını yazan tarafından bile kabul edildiği gibi %100 doğruluğu sabit olmayan bir bilgi üzerinden Allah’a bir yakıştırma yapmış olmuyor muyuz?
Bu riski neden alalım?
Ben bu riivayetleri ihtiyatlı karşılıyorum bunlara hayatımda yer vermek istemiyorum. Zaten ibadetlerimi fıkıh kitaplarında derlendiği gibi uyguluyorum Allah’I tanımlamaya giren bu gibi rivayetlere hayatımda yer vermek tehlikesini göze almıyorum diyen kişinin mi başı ağırır? Yoksa ben bu rivayetlere hayatımda yer vermeliyim önceki alimlerimin kabul ettiği bu külliyata dokundurtmamalıyım belki Allah ile ilgili yanlış kanaatleri de barınıdracak bu rivayetler hayatımda olacak ama olsun geleneği bozarsam dinim tehlikeye girer diyen kişinin mi başı daha çok ağırır yarın Allah’ın huzurunda.

Hiç yorum yok:

Türkiye’de Yaşayan Milletin Ortak Adı; -Anadolu Türkü-

Türkiye’de her kökenden insanın kendini ülkenin öz sahibi saymasının önündeki yapay engel nedir? ‘’Kürtler dışındakilerin toptan Orta Asya T...