-Şirk, insanoğlunun en kolay saptığı yoldur. Nefsin arzuları, aceleciliği, bağımlı olma eğilimi insanı şirke sürükler. Hadislerde şirk, ‘’karıncanın ayak sesine benzetilir’’ o sesi ancak dinamik vahiy kültürüyle mücehhez selim akıl duyabilir. Nefsin kendini müstağni görmesi, çevreden gelen vesveseler, geçmişten miras alınan yüzlerce çeşit şirk gizleyen albenili ambalajlar şirk tuzağına kolayca düşülmesini sağlar.
Şirk, fıtrata uygun olan tanrı inancının üzerine bina edildiği için insanı huzursuz etmez, insan için en sevimli yoldur çünkü nefsi arzularla şekillenmiştir. (feyz bu yüzden inançta delil sayılamaz) Şirkin, bir bağımlılık olduğunu iddia edebiliriz ki bu iddia psikoloji uzmanları tarafından incelenmesi gereken bir konudur.
Şirke ulaşmanın aracı akıl ve vahiy dışındaki her şeydir.
-Ateizm, şirkten sonra insanlar arasında en çok taraftar bulan ikinci yoldur. Taraftar açısından şirkten uzak ara geridedir ama sıralamada ikinci sıradadır. Fıtrata uygun olmadığını bize düşündürecek sebeplerin başında; Yaratıcıya karşı sorumluluk, haramlar ve ibadet yükü içermediği halde, insanların bu kolay görünen yola çok rağbet etmemesini gösterebiliriz.
Ateizme ulaşmanın aracı akıldır fakat nefsin arzuları ve kibrin etkisinden kurtulamamış akıl.
-Tevhid fıtrata uygundur insanın ilk ulaşacağı inanç noktası olması gerekir ama nefsin arzuları, insan ve cinlerden olan şeytanların vesvesesi tevhid yolundan sapmalara yol açar. Tevhidin düşmanı çoktur çünkü muvahhid kişinin kullanılması, istismar edilmesi zordur.
Tevhid inancına ulaşmanın aracı selim akıldır.
Selim akıl, inanç konusunda kendini ancak vahiyle test edebilir. Tevhid inancı, nefsin egosuna, arzularına terstir ama akıl ve fıtrat bu noktada örtüştüğü için sahibini mutmain kılar. Bununla beraber insanlar arasında en az taraftar bulan yoldur. Tevhid inancı dinamiktir, insanın devamlı sakınmasıyla (takva) , sürekli bir gayretle nefsiyle ve vesvesecilerle savaşarak istikamette tutabileceği bir yoldur (sarp yokuş).
Tevhid üzerinde kalmanın gerektirdiği gayret ile onu bulmanın gerektirdiği gayret insanlar için eşit durumdadır. Bu durum İslam diyarında doğanlar ile diğer insanları eşit kılar.
Düşünen, sorgulayan akıl, nasıl tevhid istikametinde tutunabilir? Bunun yolunu yine bize Yaratıcı öğretmiştir. Salat ve infak ile nefs devamlı eğitime tabi tutulmalıdır. İnsan sorgulamalıdır ama sorgulama dozunu artırdığı oranda salat ve infakı artırmalıdır. Yüksek hız, buna uygun donanım ve güç gerektirir. Salat, dini ayakta tutacak amellerdir bunların başında namaz gelir. Namaz, sabah akşam devamlı yapılabilen bir ibadettir. İnsan zihni devamlı saldırı altında olduğu için devamlı bir ibadete ihtiyacı vardır. Salat ve infak Kur’an’da birçok yerde iman esaslarıyla birlikte anılır. Çünkü bunlar tevhidin gıdasıdır.
Düşünen, sorgulayan akıl, nasıl tevhid istikametinde tutunabilir? Bunun yolunu yine bize Yaratıcı öğretmiştir. Salat ve infak ile nefs devamlı eğitime tabi tutulmalıdır. İnsan sorgulamalıdır ama sorgulama dozunu artırdığı oranda salat ve infakı artırmalıdır. Yüksek hız, buna uygun donanım ve güç gerektirir. Salat, dini ayakta tutacak amellerdir bunların başında namaz gelir. Namaz, sabah akşam devamlı yapılabilen bir ibadettir. İnsan zihni devamlı saldırı altında olduğu için devamlı bir ibadete ihtiyacı vardır. Salat ve infak Kur’an’da birçok yerde iman esaslarıyla birlikte anılır. Çünkü bunlar tevhidin gıdasıdır.
Tevhid, insan için zorlu, emek isteyen, ancak selim akılla bulunabilen bir yoldur ve salat ve infakla istihkâm edilmeyen bünyede barınamaz. İnsanın kendini bundan müstağni görmesi zaten baştan kaybettiğinin işaretidir.
Allah insanı çok kıymetli bir varlık olarak yaratmıştır. Bilinç insanın Allah’tan emanet aldığı bir kudrettir. Bunun karşılığında insandan istenen Yaratıcısını doğru tanımasıdır. Kur’an’ın, azapla tehdit ettiği esas güruh, insanların inancına engel olanlar, insanların hür iradelerini kullanarak ulaşacakları tevhidi inançlarının önüne baskı ve fitne ile engeller çıkaranlardır.
Tevhid inancına ulaşanların sayısı az olmakla beraber Allah belki insanların çoğunu affedecektir. Kur’an bu izlenimi verir ama kaliteli bir tevhidi imanla göçenler ahirette Allah’ın ‘’özel kulları’’ (sıddıklar) itibarını görecektir.
Tevhid inancına ulaşanların sayısı az olmakla beraber Allah belki insanların çoğunu affedecektir. Kur’an bu izlenimi verir ama kaliteli bir tevhidi imanla göçenler ahirette Allah’ın ‘’özel kulları’’ (sıddıklar) itibarını görecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder