Ey İnananlar! Size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri
sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır (ama
üzülürsünüz). Allah sorduğunuz şeyleri affetmiştir. Allah Bağışlayan'dır,
Halim'dir. Mâide / 101
Bu ayet eğer Hz Peygamber’in(as), Allah’ın(CC) affettiği şeyleri haram kılma yetkisi olsaydı,
şöyle indirilmeli değil miydi. ‘’Kur’an indirilirken ve Resulullah size bir
şeyleri haram kılarken soru sormayın’’
Her Müslümanın kesin iman etmesi gereken bir gerçek vardır;
Resul-i Ekrem (as) Din-i Mübin'i insanlara en açık bir şekilde tebliğ etti ve bu dinin insanlığı selamete ulaştıracak esaslarını onlara anlaşılır bir şekilde miras bıraktı.
Resul-i Ekrem (as) Din-i Mübin'i insanlara en açık bir şekilde tebliğ etti ve bu dinin insanlığı selamete ulaştıracak esaslarını onlara anlaşılır bir şekilde miras bıraktı.
Bu noktada Hz Peygamberden beklenen, aynı zamanda devlet başkanı olduğu için insanlık tarihinde
yapılageldiği gibi insanların uyması gereken kuralları onlara yazılı olarak
bırakmasıdır. Hz Peygamberin(as) yaşadığı çağ ve yazı teknolojisi buna
fazlasıyla müsaitti.
O (as) ve Ashab-ı Güzin bunu en iyi şekilde yerine getirdi
ve Kur’anı Kerim’i yazılı bir şekilde gelecek nesillere aktardı.
Eğer bununla beraber kıyamet vaktine kadar cari olacak din
kurallarına, Kur’an yanında ek olarak başka emir ve yasaklar olsaydı bunu Hz
Peygamberimiz (as) bize en güzel şekilde yazılı olarak bırakırdı.
Bu konuda şöyle bir iddia vardır. Kur’an’la karışmasın diye
hadis yazımı yasaklanmıştı. Bu uygulamayı bu gerekçeye bağlamak Hz Peygambere (as) eksiklik isnat etmek değil midir.
Eğer bağlayıcılık açısından Kur’an ve Hadis aynı durumdaysa bunların karışması
mı büyük sıkıntıdır, yazılı bırakılmayan hadis mirasının yalanlarla karışması
mı büyük sorundur?
Hz Peygamberimizden (as) 2300 yıl önce yaşamış Babil kralı
Hammurabi kanunları meşhurdur . Bu kanunlar taş üzerine yazılmış 282 maddeden
oluşur ve bazıları 3-4 satırı bulan kanunlardır. Biz bu durumda Hz Peygamberimize
(as) neyi isnat ettiğimizin farkında mıyız. Hammurabi kadar bile uyulmasını istediği kuralları insanlara
aktarmayı gerçekleştirememiş bir din tebliğcisi midir (haşa) Peygamberimiz.
Örnek olarak Tilki eti yenmeyecekse neden bunu yazıya dökmedi de Şafi ve Malikilerce helal
Hanefi ve Hanbelilere göre haram bilindi. Eğer evli zani recmedilecektiyse
neden bu kadar önemli bir kuralı yazılı bırakmadı. Hammurabi kanunlarında hırsızlık
için 4 tane madde varken recm gibi önemli bir cezayı neden Hz Peygamberimiz
(as) yazılı kayda geçirmesinde müminleri sıkıntıda bıraksın.
Hz Peygamberimiz (as) devam edegelen ibadetleri (namaz, oruç, hac) Kur’an
öğretisi doğrultusunda şirkten arındırıp bize öğretmiştir ve bunlar genel
hatlarıyla mütevatir bir şekilde nesilden nesile bize gelmiştir. Hz Ömer , Hz Aişe örnekliğinde Kur’ana ve Resulullah (as) uygulamalarına yaklaşmalıyız.
Peygamberlere vahiy esnasında bile ilkâda bulunmaya çalışan Şeytan gibi bir
düşmanımız varken , korunması Allah (cc) tarafından taahhüt edilmemiş insanların
insafına kalmış bir dini tevarüs etmemeliyiz. Kovulmuş şeytanın şerrinden korunmuş Kur’an’a sarılarak kurtulabiliriz.