Müminler neden ‘’evrimi’’ (Tekâmül) kabul etmek durumundadır. Biz tekâmül diyoruz çünkü evrim raslantısaldır halbuki biz tabiatta ''amaçlı gelişimi'' tecrübe etmekteyiz.
Eğer biz inanoğlunun tarihin bir döneminde yetişkin bir insan şeklinde, diğer canlılardan bağımsız olarak yekten yaratıldığını kabul ediyorsak o zaman bunu bilim mutlaka bir gün 2X2=4 eder kesinliğinde ispat eder. İnsan yeryüzünde bir geçmişe bağlı olmaksızın gökten yere inmiş veya yerden aniden bitmiş olsa ve yaşayan diğer canlılardan tamamen bağımsız bir şekilde hayata başlamışsa bunu bilim bir gün mutlaka tespit eder. O zaman Allah’ın kendisini gizlemesi bilime yenik düşmüş olur. Önceki insanlara karşı bilimin ilerlediği dönemin insanları Allah’ı bulma konusunda çok şanslı bir duruma geçerler ki bu Allah’ın adaletine uygun olmayacaktır. Biz biliyoruz ki imtihan dünyasındayız ve biz bilimin rehberliğiyle değil bilimin aciz kalmasıyla Allah’a inanıyoruz. Bu aciz kalma 5000 yıl önce de vardı 2010'lu yıllarda Cern’de yapılan deneyde de var olmaya devam edecektir. O ‘’Tanrı parçacığı’’ bilimsel olarak ispatlanamayacaktır. Bu imtihan dünyasında, Allah her dönemde ‘’Onun varlığına iman etmeyi’’ hidayetin konusu olmasını sağlayacak kudrettedir.
Onun için diyoruz ki insanın yaratılışı da bu imtihan dünyası sistemine uygun olarak ilk bakışta raslantısal bir görüntü vermek durumundadır. Bilimin bir gün bunu bütün yönleriyle ispatlayacak olması mümkün olmamalıdır. Yani insanın yaratılışının yekten bir tarihte başladığını ispat etmek Yaratıcının varlığını bilimsel olarak şüphesiz bir şekilde ispat etmek olur bu da imtihan açısından insanlık arasında adaletsizlik doğrurur.
Sünnetullahı doğru anladığımızda, insanın diğer canlılar gibi yeryüzünde bir süreçle yaratılmış olduğunu kabul etmek daha isabetli görünmektedir.
@munekkit
30 Ocak 2018 Salı
18 Ocak 2018 Perşembe
Kader Konusu, Allah geleceği yaratmış mıdır? Yaratılmamış olaylar bilgi konusu mudur?
Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O,
her an yeni bir ilâhî tasarruftadır. RAHMAN Suresi 29
Rabbiniz: 'Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana
kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme
gireceklerdir' buyurmuştur. MU’MİN 60
Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve
beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine
getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan
demiri yarattık (ki insanlar ondan yararlansınlar). Allah da kendisine ve
Resûllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah
kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. HADİD 25
Allah geleceği yaratmış mıdır?
Allah Teala Kur’an’da kendini bize tanıtırken bizim dilememize, duamıza ve irademize göre
yaratma halinde olduğunu beyan etmektedir. Bizim hür irademizle neyi
dileyeceğimizi bilmek istemektedir yaratmayı ona göre yapacaktır.(Ali İmran
140, Maide 94,Hadid 25)
Allah sonsuz ilmiyle şu anda insanların neler
dileyebileceklerini yani herkesin önündeki konuda dileme ihtimalleri olan bütün
olasılıkları ve her eylem değişkenliğinde etkileyecekleri bütün olayların
olasılıklarını da bilmektedir ve bunu kainat durdukça olabilecek bütün
değişkenlerin sebep olduğu bütün olasılıklarla
bilmektedir. Bununla beraber hür iradeyi insana verdiği için onun
dilemesiyle yaratmayı başlatmaktadır. Allah hür iradeyi yaratma kudretine
sahiptir ve bunu insana bahşetmiştir. Hür iradeyi kısıtlayacak bütün inanışlar,
tanımlamalar, yazılana tabi olduğu şeklinde anlamalar Allah’ın hür iradeyi
yaratmış olma kudretini doğru anlamamak olmaktadır.
Allah ‘’hayy’’ dır hayat sahibidir. Zamandan münezzehtir
sözü Allah’ın süreçten münezzeh olduğu anlamına gelmeyecektir. Kadimdir ve Bakidir
evveli ahiri yoktur ama bizim anladığımız anlamda bir hayat sürmektedir. Bunun
zamanla ilgisi yoktur zaman izafi olabilir ve bir tabiat olayıdır denebilir.
Fakat Allah Teala kainatın art arda süre giden gelişimini, oluşumunu
yaratmakta, hür iradeli kullarının dilemelerini yaratarak meydana getirdiği bir
hayat ve oluşun yaratıcısı olarak onlarla birlikte hayat sürmektedir.
İradesiz varlıkların yani taş, toprak, gezegen ve yıldızlar
gibi bir kanuna tabii olan valıkların
oluşumlarını ve gelişmelerini programlamış ve sonlarına kadar bütün
hadiselerini bilir ve belirlediği bir vakitte sonlarını getirecektir. Hür
iradeli varlıklarda ise (hür iradeli varlıklara hayvanlar da dahildir fakat
farklı olarak onlar imtihana tabi olmadıkları için iradelerine çoğu zaman
hükmedilerek insanlar için gerekli imtihan aracı olma görevlerini yerine getirdiklerini
düşünürüz) dileme ihtimali oldukları
bütün olasılıkları bildiği halde hangisini dileyecekler ise onu yaratır ve
hayat o şekilde oluşur. İnsanların duaları neticesinde onların isteklerini
yerine getirecek ise insana o yönü kolaylaştırır veya zorlaştırır(doğayla,
diğer canlılarla bu müdahaleyi yapar ‘’Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır.
Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir’’/Fetih 7) ama iradelerine müdahale etmez. Veya Allah’ın murad ettiği şekilde yönlenmesini
istediği gelişmeler de olabilir. Bu durumu onlar için yazar insanlar o istikamette
imtihanlarını gerçekleştirmeye devam eder. Mesela bir savaş sözkonusu ise bir
tarafa ‘’büyük plan açısından’’ zafer yazabilir ama bu esnada her insanı kendi gayreti
ve samimiyeti ile yine imtihana tabi tutar . Yani bu darlıkta ve bollukta
imtihanın devam etmesidir. (ALİ İMRAN-134)
Allah her şeyi bilir. Henüz yaratmadıkları olaylar ‘’şey’’
değildir dolayısıyla bilginin konusu değildir. Kulların fiilleriyle ilgili olarak,
Allah gelecekte yaratma ihtimali olan olayların bütün olasılıklarını bilir .Kur’an
bizim için ahirette ebedi bir hayattan bahsetmektedir. Hür iradeli varlıkların
hayatı ve istekleri orada da devam edecektir yani hayat sadece bu dünya ile
sınırlı değil. Cennette yine irade sahibi olarak bir hayat süreceğimiz bize
bildirilmektedir. Bu hayat ebedi olacaktır. Bu süreç de henüz yaratılmamıştır. Allah’ın
zamandan münezzeh olarak geleceği gördüğü için bildiğini iddia eden görüş
burada çıkmaza girmektedir. Çünkü uhrevi hayat ebdedidir bu bir varlığın kendi
sürecini de görmüş olması gibi bir paradoks oluşturmaktadır.
Allah hür iradeyi yaratmıştır ve bunu Kur’an’da defalarca
çok açık bir şekilde bize bildirerek bizi bu yüzden sorumlu tutacağını ve bir
çok ayette hangi tavrı takınacağımızı bilmek istemekte olduğunu söylemektedir.
Yapılan yanlışları Allah’a izafe eden, Allah
dilemeseydi biz şirk koşmazdık diyen düşünceyi de şiddetle reddetmektedir.Bu şekilde
öncekilerin de bir delilleri olmadan bir
zanna inanmaları neticesinde yanlış bir tahmine dayanarak yanıldıklarını
bildirmektedir. (Enam 148)
Evet bu basit bir konu değil. Çevremizde günaha giren,
başarısız olan bir çok insanın bu Allah’ın takdiriymiş dediğini duyarız.
Öncekilerin yolunu sorgulamak istemeyenlerin en büyük argümanının ‘’Alimlerimiz
evliyadandır, Allah onların neden yanlış bir yolda gitmelerine izin versin de
bizi saptırsın’’ dediğini de çok duyarız. Bu gelecek yazılmıştır konusunun
kafalarda ve gönüllerde, satırlarda durduğu gibi durmadığını herkes aslında tecrübe etmiştir. Bu öyle veya böyle Enam 148
deki gibi bir mazerete ve kaderciliğe dönüştüğünü biliyoruz.
Allah hür iradeyi yaratmıştır. Buna gölge düşürecek
inanışlar Kur’an açısından sorunlu olmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
İstemezükçülere Kalsak Halimiz Ne Olurdu?
Muhaliflerin devamlı dile getirdikleri yatırımlar gereksiz, yatırımlar yap işlet sistemiyle yapıldı çok pahalıya mal oldu, o köprüye ne ge...
-
Çok komik bir espiri yapıldı o anda gelen kahkaha atmanıza sebep olan duygu yoğunluğunu alın, Çok uzun zamandır görmediğiniz, çok sevdiği...
-
Sana Ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin işlerindendir. Size pek az ilim verilmiştir.”(İsra 85) Bu ayette geçen ‘’ruh’’ ...
-
Zinnureyn olarak adlandırılan, Aşere-i Mübeşşereden kabul edilen Hz Osman, yolsuzluk yaptırdığı, adam kayırdığı iddiasıyla büyüyen dedikodu...