30 Ocak 2018 Salı

Müminler neden ‘’evrimi’’ (Tekâmül) kabul etmek durumundadır.

Müminler neden ‘’evrimi’’ (Tekâmül) kabul etmek durumundadır. Biz tekâmül diyoruz çünkü evrim raslantısaldır halbuki biz tabiatta ''amaçlı gelişimi'' tecrübe etmekteyiz.

Eğer biz inanoğlunun tarihin bir döneminde yetişkin bir insan şeklinde, diğer canlılardan bağımsız olarak yekten yaratıldığını kabul ediyorsak o zaman bunu bilim mutlaka bir gün 2X2=4 eder kesinliğinde ispat eder. İnsan yeryüzünde bir geçmişe bağlı olmaksızın gökten yere inmiş veya yerden aniden bitmiş olsa ve yaşayan diğer canlılardan tamamen bağımsız bir şekilde hayata başlamışsa bunu bilim bir gün mutlaka tespit eder. O zaman Allah’ın kendisini gizlemesi bilime yenik düşmüş olur. Önceki insanlara karşı bilimin ilerlediği dönemin insanları Allah’ı bulma konusunda çok şanslı bir duruma geçerler ki bu Allah’ın adaletine uygun olmayacaktır. Biz biliyoruz ki imtihan dünyasındayız ve biz bilimin rehberliğiyle değil bilimin aciz kalmasıyla Allah’a inanıyoruz. Bu aciz kalma 5000 yıl önce de vardı 2010'lu yıllarda Cern’de yapılan deneyde de var olmaya devam edecektir. O ‘’Tanrı parçacığı’’ bilimsel olarak ispatlanamayacaktır. Bu imtihan dünyasında, Allah her dönemde ‘’Onun varlığına iman etmeyi’’ hidayetin konusu olmasını sağlayacak kudrettedir.
Onun için diyoruz ki insanın yaratılışı da bu imtihan dünyası sistemine uygun olarak ilk bakışta raslantısal bir görüntü vermek durumundadır. Bilimin bir gün bunu bütün yönleriyle ispatlayacak olması mümkün olmamalıdır. Yani insanın yaratılışının yekten bir tarihte başladığını ispat etmek Yaratıcının varlığını bilimsel olarak şüphesiz bir şekilde ispat etmek olur bu da imtihan açısından insanlık arasında adaletsizlik doğrurur.

Sünnetullahı doğru anladığımızda, insanın diğer canlılar gibi yeryüzünde bir süreçle yaratılmış olduğunu kabul etmek daha isabetli görünmektedir.
@munekkit

18 Ocak 2018 Perşembe

Kader Konusu, Allah geleceği yaratmış mıdır? Yaratılmamış olaylar bilgi konusu mudur?

Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O, her an yeni bir ilâhî tasarruftadır. RAHMAN Suresi 29
Rabbiniz: 'Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir' buyurmuştur. MU’MİN 60
Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık (ki insanlar ondan yararlansınlar). Allah da kendisine ve Resûllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. HADİD 25
Allah geleceği yaratmış mıdır?
Allah Teala Kur’an’da kendini bize tanıtırken  bizim dilememize, duamıza ve irademize göre yaratma halinde olduğunu beyan etmektedir. Bizim hür irademizle neyi dileyeceğimizi bilmek istemektedir yaratmayı ona göre yapacaktır.(Ali İmran 140, Maide 94,Hadid 25)
Allah sonsuz ilmiyle şu anda insanların neler dileyebileceklerini yani herkesin önündeki konuda dileme ihtimalleri olan bütün olasılıkları ve her eylem değişkenliğinde etkileyecekleri bütün olayların olasılıklarını da bilmektedir ve bunu kainat durdukça olabilecek bütün değişkenlerin sebep olduğu bütün olasılıklarla  bilmektedir. Bununla beraber hür iradeyi insana verdiği için onun dilemesiyle yaratmayı başlatmaktadır. Allah hür iradeyi yaratma kudretine sahiptir ve bunu insana bahşetmiştir. Hür iradeyi kısıtlayacak bütün inanışlar, tanımlamalar, yazılana tabi olduğu şeklinde anlamalar Allah’ın hür iradeyi yaratmış olma kudretini doğru anlamamak olmaktadır.
Allah ‘’hayy’’ dır hayat sahibidir. Zamandan münezzehtir sözü  Allah’ın süreçten münezzeh olduğu  anlamına gelmeyecektir. Kadimdir ve Bakidir evveli ahiri yoktur ama bizim anladığımız anlamda bir hayat sürmektedir. Bunun zamanla ilgisi yoktur zaman izafi olabilir ve bir tabiat olayıdır denebilir. Fakat Allah Teala kainatın art arda süre giden gelişimini, oluşumunu yaratmakta, hür iradeli kullarının dilemelerini yaratarak meydana getirdiği bir hayat ve oluşun yaratıcısı olarak onlarla birlikte hayat sürmektedir.
İradesiz varlıkların yani taş, toprak, gezegen ve yıldızlar gibi bir kanuna  tabii olan valıkların oluşumlarını ve gelişmelerini programlamış ve sonlarına kadar bütün hadiselerini bilir ve belirlediği bir vakitte sonlarını getirecektir. Hür iradeli varlıklarda ise (hür iradeli varlıklara hayvanlar da dahildir fakat farklı olarak onlar imtihana tabi olmadıkları için iradelerine çoğu zaman hükmedilerek insanlar için gerekli imtihan aracı olma görevlerini yerine getirdiklerini düşünürüz)  dileme ihtimali oldukları bütün olasılıkları bildiği halde hangisini dileyecekler ise onu yaratır ve hayat o şekilde oluşur. İnsanların duaları neticesinde onların isteklerini yerine getirecek ise insana o yönü kolaylaştırır veya zorlaştırır(doğayla, diğer canlılarla bu müdahaleyi yapar ‘’Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir’’/Fetih 7)  ama iradelerine müdahale etmez.  Veya Allah’ın murad ettiği şekilde yönlenmesini istediği gelişmeler de olabilir. Bu durumu  onlar için yazar insanlar o istikamette imtihanlarını gerçekleştirmeye devam eder. Mesela bir savaş sözkonusu ise bir tarafa ‘’büyük plan açısından’’ zafer yazabilir ama bu esnada her insanı kendi gayreti ve samimiyeti ile yine imtihana tabi tutar . Yani bu darlıkta ve bollukta imtihanın devam etmesidir. (ALİ İMRAN-134)                                  

Allah her şeyi bilir. Henüz yaratmadıkları olaylar ‘’şey’’ değildir dolayısıyla bilginin konusu değildir. Kulların fiilleriyle ilgili olarak, Allah gelecekte yaratma ihtimali olan olayların bütün olasılıklarını bilir .Kur’an bizim için ahirette ebedi bir hayattan bahsetmektedir. Hür iradeli varlıkların hayatı ve istekleri orada da devam edecektir yani hayat sadece bu dünya ile sınırlı değil. Cennette yine irade sahibi olarak bir hayat süreceğimiz bize bildirilmektedir. Bu hayat ebedi olacaktır. Bu süreç de henüz yaratılmamıştır. Allah’ın zamandan münezzeh olarak geleceği gördüğü için bildiğini iddia eden görüş burada çıkmaza girmektedir. Çünkü uhrevi hayat ebdedidir bu bir varlığın kendi sürecini de görmüş olması gibi bir paradoks oluşturmaktadır.
Allah hür iradeyi yaratmıştır ve bunu Kur’an’da defalarca çok açık bir şekilde bize bildirerek bizi bu yüzden sorumlu tutacağını ve bir çok ayette hangi tavrı takınacağımızı bilmek istemekte olduğunu söylemektedir. Yapılan yanlışları Allah’a izafe eden,  Allah dilemeseydi biz şirk koşmazdık diyen düşünceyi de şiddetle reddetmektedir.Bu şekilde öncekilerin de bir delilleri olmadan  bir zanna inanmaları neticesinde yanlış bir tahmine dayanarak yanıldıklarını bildirmektedir. (Enam 148)
Evet bu basit bir konu değil. Çevremizde günaha giren, başarısız olan bir çok insanın bu Allah’ın takdiriymiş dediğini duyarız. Öncekilerin yolunu sorgulamak  istemeyenlerin en büyük argümanının ‘’Alimlerimiz evliyadandır, Allah onların neden yanlış bir yolda gitmelerine izin versin de bizi saptırsın’’ dediğini de çok duyarız. Bu gelecek yazılmıştır konusunun kafalarda ve gönüllerde, satırlarda durduğu gibi durmadığını herkes aslında  tecrübe etmiştir. Bu öyle veya böyle Enam 148 deki gibi bir mazerete ve kaderciliğe dönüştüğünü biliyoruz.

Allah hür iradeyi yaratmıştır. Buna gölge düşürecek inanışlar Kur’an açısından sorunlu olmaktadır.

İstemezükçülere Kalsak Halimiz Ne Olurdu?

  Muhaliflerin devamlı dile getirdikleri yatırımlar gereksiz, yatırımlar yap işlet sistemiyle yapıldı çok pahalıya mal oldu, o köprüye ne ge...