Oluşturulan algılar bir süre sonra olgu olarak hafızalarda kalıyor. Mesele gerçek yönüyle açığa çıksa bile zihinlerde algının tesiri geçmiyor. Onun için algının bıraktığı hasarı düzeltmek için hiç yılmadan gerçekler bütün yönleriyle sürekli gündeme getirmek gerekiyor. . Fakat algı öyle tesirli olmuş oluyor ki iktidar tarafının sözcüleri, gazetecileri bile savunmalarını o algıyı olgu gibi sayıp yapıyor.
Meselemiz Çözüm Sürecinin bitirilmesinde PKK’nın müdahalesi.
Çözüm Sürecini n zehirlenme süreci Suriye’de PKK’nın uzantısı YPG’nin ABD tarafından sahaya sürülmesiyle başlamıştır. Önce Kobani’nin İŞİD tarafından kuşatılması(!) Türkiye Kürtlerini çok etkileyecek şekilde yansıtıldı.
ABD ve Avrupa ülkeleri istihbarat ve haber servisleri Türkiye ile İŞİD arasında bağlantı varmış gibi lanse etmek için çok çalıştı. Fetö bu operasyonun yerli ayağını temsil etti, ilerleyen günlerde bu operasyona destek Cumhuriyet Gazetesi , CHP’li vekiller ve gazeteciler tarafından verildi.
Ocak 2014’te MİT tırları Fetöcüler tarafından durduruldu İŞİD’e silah götürüyorlar diye haberleştirildi.
Bu arada Suriye’de işler değişmeye başladı . ABD’nin desteği ile belirli bir alanı kontrol eden PYD/YPG, Ocak 2014’te Afrin, Kobani ve Cizire olmak üzere üç kanton yapılanması ilan edildi.
2 Ekim 2014’te Kobani İŞİD tarafından kuşatıldı, işgal edildi edilecek diye Türkiye Kürtleri kışkırtıldı.
7-12 Ekim 2014 tarihleri arasında HDP’li siyasetçilerin kışkırtmasıyla Kobani eylemlerinde ülke genelinde 46 kişi öldü,
Bu dönemde Kandil tarafı süreci bozmak için şartlar ileri sürmeye başladı.
11 Mart 2015: KCK Eş Başkanları Cemil Bayık ve Hülya Oran:
“PKK silah bırakacak açıklamaları seçim propagandasıdır. Silahların
bırakılması, ancak Öcalan’ın bizzat katılacağı bir kongrede karara
bağlanabilir. Yani PKK bu kararı Öcalan serbest kalmadan açıklamayacak. Bu
adımlar atılmadan hareketimize, halka, Türkiye demokrasi güçlerine güven
vermeden kongrenin toplanması, kongrenin onların belirttiği gibi kararlar
alması düşünülemez.”
Şeklinde açıklama yaparak olmayacak şeyi
şart koşarak süreci bitirmeye çalıştılar.
PYD/YPG terör örgütü; 26 Mayıs 2015’te Haseke’nin güneyindeki 26’dan fazla köyde yaşayan insanlara bu köyleri boşaltmaları için 24 saat verdiğini duyurmuş ardından sırayla bölgedeki köyleri boşaltmaya saldırılar düzenlemeye başladı.
Hükümet tarafı bu sefer ağırlığı tamamen İmralı üzerine yükleyip süreci sürdürmeye çalıştı.
Fakat Suriye’de YPG yayılmaya başlamıştı. Koridor devleti oluşturmak şeklindeki plan kendini göstermeye başlamıştıı. Takip eden aylarda YPG’nin kuzey Suriye’yi ateşe atmaya başladığı gibi Türkiye’nin güneydoğusunu da aynı paralelde terörize edip bütün bölgeyi terörize edip bir bütünleşme girişimi başlattı.
26 Haziran 2015: Cumhurbaşkanı Erdoğan, PYD’nin Suriye’nin
güneyinde devlet kurma girişimleri için; Tüm dünyaya sesleniyorum. Bedeli ne olursa olsun, Suriye'nin kuzeyinde
Türkiye'nin güneyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz"
dedi.
29 Haziran 2015: Karayılan: "Açıkça söyleyeyim, eğer onlar Rojava’ya
müdahale ederlerse biz de onlara müdahale ederiz; o zaman Türkiye’nin tümü bir
savaş sahasına dönüşür. Türkiye yetkilileri halkımızın 6-7-8 Ekim’deki
kalkışını unutmamalıdır. Halkımızın o büyük başkaldırısını, içinde geliştiği
ortamı uygun görmeyen Önder Apo’nun ancak durdurabildiği iyi biliniyor. Açık ki
bu halk böyle bir müdahaleye müsaade etmez. Kısaca böyle bir müdahale kararı
Türkiye için stratejik bir karar olur, Kürt halkı için de yeni bir dönem
başlamış olur. Biz bu konuda kimseye yalvaracak değiliz. Kendileri bilir.
Yaparlarsa Kürt halkı olarak elbette bizim de yapacaklarımız olur.”
20 Temmuz 2015: KCK Eş Başkanı Cemil Bayık halkı silahlanmaya ve tünel ve
siper hazırlamaya çağırdı: “Halkımız meşru savunma örgütlenmesini ve bilincini
de geliştirmeli. Bu sadece askeri güçlerin büyütülmesi temelinde değil, halk
olarak meşru savunmasını geliştirmeli. Tüm halkımız silah almalı, bu temelde
kendini eğitmeli ve örgütlemeli. DAIŞ ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına
karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde yer altı sistemi, tüneller, mevzi
sistemi geliştirmeli”
Ve Türkiye Hendek olaylarının Suriye ile bağlantısını ve olayın ciddiyetini
görüp kararlı bir operasyon başlatmıştı. Hendeklerin Çözüm Sürecinin yürüdüğü
günlerde değil sürecin bittiği günlerde kazılmaya başlandığına dikkat çekmek
gerekiyor.
Neticede devlet kararlı operasyonla hendek meselesini kısa sürede bitirdi.
Hendeklerin YPG ile bağlantılı olduğu ele geçirilen mühimmatla da anlaşılmıştı
Diyarbakır Sur'da polisin
yaptığı operasyonlarda ele geçirilen PKK'lılara ait askeri mühimmat aralarında zırh delici Zagros silahının da
bulunduğu çok sayıda patlayıcı ve mühimmat arasından Batı ülkelerinin PYD'ye
gönderdiği silahlar çıkmıştı.
Hendek olayları, PKK/YPG’yi sahaya süren gücün yani ABD’nin Türkiye'nin güneyini Suriye ile aynı paralelde savaş alanına çevirme projesiydi. Türkiye kararlı duruşuyla bu tuzağa düşmedi ama çözüm süreci Suriye’de PKK’ya vadedilen koridor devlet yüzünden PKK tarafından bitirildi.