Ak Parti’nin ilk hükümetlerinde İlahiyat hocalarından Prof
Dr Mehmet S. Aydın, Prof Dr Mustafa Yazıcıoğlu görev almıştır. Diyanet İşleri
Başkanlığına Prof Dr Ali Bardakoğlu atanmıştır. Bu isimler ilahiyat alanında
geleneği sorgulayan, yenilikçi, İslam’ın
değişen şartlara göre hükümleri olduğunu savunan ekoldendir.
Gerek bu ilahiyat hocalarının, gerek Ak Parti kurucuları ve
arkalarındaki entelektüel aklın temsilcilerinin din ve dünya anlayışı; sorgulayıcı, yenilikçi, kuşatıcı ve
özgürlükçü bir görüşü temsil ediyordu.
Bu yüzden o dönemde devleti elinde tutan zinde güçlerden
şikayetçi olan liberaller ve bazı solcular, bu din anlayışının devlete hakim
olan mevcut kemalist ideolojisinden çok daha özgürlükçü olduğunu fark ettiler
ve Ak Parti’ye destek verdiler.
Ak Parti hükümetleri ilk dönemlerinde her kesimden
yazarları, akademisyenleri şaşırtacak derecede özgürlükçü ve yenilikçi
politikalar geliştirdi. Kürtlerin yaşadığı mağduriyetleri gideren uygulamalar
ve yasalar yürürlüğe sokuldu. Vatandaşın
azarlandığı yerler olan devlet daireleri artık memurların aman vatandaş şikayetçi
olmasın endişesi taşınan kurumlar haline geldi. Cumhurbaşkanı Sezer’e takılmasa
çok ilerici kanunlar çıkarmayı da başaracaktı.
Fakat iktidar süresi boyunca gerek statükoyu ayakta tutan
güçler tarafından gerek yeni statükoyu kurmak isteyen ABD destekli Fetö
tarafından yapılan operasyonlar ve işin sonunda bunların hukuken bitirilme
süreci doğal olarak sert geçti. Düşmanımın düşmanı dostum diyerek bu süreçte Fetönün başarılı olması için destek gayretinde bulunan gafiller de bu hukuk sürecinde payını almış
oldu.
Aynı şekilde ABD destekli PKK terör örgütü de tarihinde ilk
defa bir partiyi hedef alarak Erdoğan’ı düşman ilan ederek siyasete
müdahil olmuştu. Bu güç de Ak Parti’ye
karşı kullanılmak istendi. Bunu kullanmak isteyenler de doğal olarak hukuki
müeyyidelerden payını aldı.
Geldiğimiz noktada Fetö üyeleri hapiste, PKK militanları
ülke dışına çıkarıldı. HDP terör destekçisi olduğu için her kesim tarafından vebalı
muamelesi görmeye başladı.
Artık normalleşmenin başlaması için bir engel kalmadı. Ak
Parti özgürlükçülüğün de halkı öncelemenin de gerçek kalesidir. Şimdi art arda
her alanda demokratik gelişmeler yaşanacaktır. Ak Parti yapacağı birkaç hamleyle,
Erdoğan söyleyeceği birkaç sözle kürtlerin diğer kısmının da gönlünü alacaktır. Zaten şu an itibariyle Türkiye için asıl tehdit
Fetöcülerdir. Bunlar dışında her kesimde
suça karışanlar demokratik açılımlardan payını almalı hızla normalleşme
sağlanmalıdır. Görünen o ki iktidarın da niyeti bu yöndedir.