8 Mayıs 2023 Pazartesi

CHP Belediyeleri Yolsuzluk ve Tuncay Özkan

 Altılı Masanın terör örgütleriyle olan işbirliği ortadayken başka suçlarından bahsetmek gereksiz ama bazı vatandaşlarımız Altılı Masaya oy verme gerekçesi olarak mevcut hükümetin yolsuzluk dedikodularını ileri sürüyorlar.

Peki oy vermeye niyet ettikleri masanın belediyelerinde durum ne? İddiaları değil sadece tespit edilip görevden uzaklaştırılanları, yargılananları sayacağız.
Bunlar niye gündem olmuyor, çünkü yaygara takımı o tarafta
Bu uzaklaştırmalar için Kılıçdaroğlu’nun bir kapıya dayandığını, bir video çektiğini gördük mü? Hayır çünkü yolsuzlukları suçüstü yapıldı, kendileri de neler döndüğünü biliyorlar.
Yolsuzlukların Kılıçdaroğlu ile de direkt bağlantısı var.
KK’nın yanındaki ve arkasındaki isim genel başkan yardımcısı Tuncay Özkan’dır. Partinin kasası, ANKA haber ajansının sahibi olan bu isim bütün CHP’li belediyelerin karabasanı gibidir. Her dönen işte payı olduğu bilinir.
Ecevit’in Hüsamettin Özkan’ı ne idiyse KK’nın Tuncay Özkan’ı aynıdır.
Görevden alınan Menemen Belediye Başkanının itiraf videosunu ekleyeceğim. Bize Tuncay Özkan baskı yaptı şirket isimleri verdi, bizimle telefonlarımızı uçak konumuna getirttiği ortamda baskı kurdu diyor.
CHP'de aralarında Yalova ve Bilecik'in bulunduğu 6 belediye başkanı, 2 belediye başkan yardımcısının rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla görevden uzaklaştırıldı
YALOVA: Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman ve belediye başkan yardımcısı Halit Güleç, 27 Şubat 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldı.
BİLECİK
İçişleri Bakanlığı, 25 Şubat 2022 tarihinde Bilecik Belediyesindeki rüşvet iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma nedeniyle Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin'i geçici olarak görevden uzaklaştırdı.
İZMİR (MENEMEN)
Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, 21 Kasım 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldı.
İSTANBUL (MALTEPE)
Maltepe Belediyesinde rüşvet suçuna karıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan 19 şüpheliden, 3'ü kamu görevlisi 5'i tutuklandı.
İZMİR (URLA)
Urla'da 31 Mart 2019'daki yerel seçimlerde CHP'den belediye başkanı seçilen İbrahim Burak Oğuz, FETÖ'ye üye olduğu gerekçesiyle 16 Aralık 2019 tarihinde tutuklandı.
İSTANBUL (KADIKÖY)
Kadıköy Belediyesindeki rüşvet operasyonunda 32 kişi tutuklandı. Anadolu Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 160 kişiden 32'si tutuklandı, 128 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
ÇANAKKALE (ÇAN)
Çanakkale Çan Belediye Başkanı Bülent Öz ile ikisi belediye çalışanı 3 kişi, 31 Mayıs 2022 tarihinde rüşvet ve irtikap iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
BALIKESİR (GÖMEÇ)
Balıkesir'in Gömeç ilçesi Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Gazi Pişgin, hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırıldı.
ADANA (CEYHAN)
Adana'nın Ceyhan ilçesinde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, rüşvet ve irtikap soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen 17 şüpheliden, aralarında mazbatası martta iptal edilerek görevinden uzaklaştırılan eski Belediye Başkanı Kadir Aydar'ın da olduğu 5'i tutuklandı.
İZMİR (KONAK)
İzmir'de, rüşvet alırken suçüstü yakalanan Konak Belediyesi'nde çalışan bir memur ile olayla ilgisi bulunduğu öne sürülen 3 kişi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İZMİR (MENDERES)
İzmir Menderes Belediyesinde yürütülen rüşvet soruşturması kapsamında Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, belediye meclis üyesi E.G, bir otelin müdürü ile bir mimarlık şirketi sahibi gözaltına alındı.




https://www.youtube.com/watch?v=1atcE-hXGGY&t=10s

Ali Babacan meselesi ve Ak Parti’nin ilk dönem ekonomi politikalarını asıl belirleyen isimler

 


Ali Babacan her fırsatta kendini övmek için 2002-2013 arası ekonomisini örnek gösterip benim dönemim diyor. Durum gerçekten öyle mi?
Ak Parti’yi ve Erdoğan’ı iyi tanımayanlar için ve o dönemleri unutanlar için hatırlatalım.
Erdoğan ve Ak Parti en başından beri devrim yapmak üzere iş başına gelmişti. En baştan beri radikal, ezber bozan politikalar uygulandı. Ali Babacan en başından beri fren Ali olarak bilindi. Sebebi şudur. Babacan vitrindi, Babacan bürokrasiyi oyalamak, değişime direnen bürokratlar için bariyer olarak kullanıldı.
Ekonomiyi kimler şekillendirdi.
Kemal Unakıtan
SEKA Genel Müdürlüğü yapmış, çeşitli sanayi kuruluşlarında, finans kurumlarında (Albaraka Türk Finans Kurumu kurucu ortağı), dış ticaret şirketlerinde Genel Müdürlük yapmış olan Unakıtan ilk iki hükümette sağlık sorunları yüzünden ayrılana kadar maliye bakanlığı yaptı. Özelleştirme idaresi de kendine bağlanmıştı. Sadece maliye bakanı olmadığı ekonomiyi birkaç isimle beraber yönettiği biliniyordu.
Diğer isim Ali Coşkun
Daha önce TOBB Başkanlığı, İslam Ülkeleri Odalar Birliği Başkan Vekilliği, Milletlerarası Ticaret Odası Türk Milli Komitesi Başkanlığı, DEİK Kurucu Başkanlığı yapmış olan Ali Coşkun 2002-2007 arası Sanayi ve Ticaret bakanlığı yapmıştı ekonomiyi yönlendiren isimlerdendi.
2009 sonrası; Devlet Bakanı daha sonra Kalkınma Bakanı olarak görev yapan Erdoğan’ın danışmanı gibi görev yapan Cevdet Yılmaz. 2007’de Sanayi ve Ticaret bakanı olan 2011’de Ekonomi Bakanı olan Zafer Çağlayan ve 2009’dan 2015’e kadar Maliye Bakanlığı yapan Mehmet Şimşek ekonomide etkin olan isimler oldu.
Ali Babacan 2007-2009 arası Dışişleri bakanı.
2005- 2009 Türkiye Avrupa Birliği Baş müzakerecisi olarak görev yaptı. Görevi gereği de ekonomide etkin değildi.
Kemal Unakıtan ve Ali Coşkun’un olduğu ortamda Babacan ancak çayları getiren yetişmesini istedikleri genç kardeş olarak bulunabilirdi.

3 Mayıs 2023 Çarşamba

Muhalif İslamcılara

 


 

Bir şey denemeye çalışıyorsunuz ama bütün bildiklerinizi unutmuş gibi yaparak bunu yapmaya kalkıyorsunuz.

 

Türkiye CHP’nin liderlik yapabileceği sosyolojiyi  çoktan geçti.

 

2018 seçim sonuçları haritasına bir bakın. Şu anda anketler bundan çok farklı bir sonuç göstermiyor.

 

Anadolu’nun büyük şehirleri, ülkeyi ayakta tutan lokomotif şehirlerinde Ak Parti yüzde 50-60 arası oy alıyor ve bunu 20 yıldır yapıyor. Bunun dünyada eşi yok. Dünyada eşi yok derken Ak Parti kitle partisi gibi görünse de, Ak Parti davası ,ideolojisi, ortak sevgileri, ortak kızgınlıkları olan bir tabana oturuyor. Gerektiğinde en az 10 madde ile sayılabilecek konuda tabanı kolaylıkla konsolide edilebiliyor.

 

Anadolu’daki bu güç  artık bu ülkeyi  Anadolu’yu gerçekten sevmeyen bir iktidara teslim etmez.

 

Seçilebilirler ama duramazlar, ülke bugünkü  gibi gerilmez gerçekten gerilir. Bugün adayken halkın arasına girince sorun yaşayanlar, ilk icraat tökezlemesinde  Anadolu’ya gidemez.

 

Bu seçimde yanlış pozisyon alarak gelecekte her zaman karşınıza çıkacak bir hata etmiş olacaksınız.

 

Bu ülkenin önümüzdeki  50 ila 100 yılında Ak Parti olacaktır. Her şeye rağmen görünüyor ki en çok oyu alan parti olarak devam edecektir. Çünkü Anadolu ülkenin kaderini eline almış vaziyettedir. Anadolu CHP’nin arkasını, sağını ,solunu görüyor. Anadolu’yu sevmeyenlere, sevemeyenlere sonsuz kredi açacağını nasıl düşünebiliyorsunuz.

 

Bir kaza olur da CHP kazanırsa altı ayı en çok bir seneyi bulan sıkıntılı bir süreç yaşayacağız sonra ilk seçimde Ak Parti çok güçlü şekilde gelecektir.

 

Fakat beklendiği gibi CHP seçimi kaybederse siz CHP’yi  dağıtanlar olarak bize kendinizi savunmaya çalışmak dışında aynaya bile bakmakta zorlanacaksınız.

 

Sizin CHP’lilere ümit verip yeniden havalanmalarını sağlayarak  açıkça sabaha kadar içerek kutlamalara hazırlanmalarını, dini ve milli değerlere pervasızca saldırmaya başlamalarını, bize parmak sallayıp bizi ülkeden göndermeye kadar hülyalara dalmalarını sağladınız. Sanmayın sizi yandaş diye ayırdıklarını. Ali Babacan’a nasıl davrandıklarını görmüyor musunuz?

 

Neticede bu ülkenin kaderi artık Anadolu’nun elindedir, pozisyonunuzu İzmir’e Kadıköy’e güvenerek almayın.

 

Ülke için, çocuklarınızın  geleceği için bir şey yapmak istiyorsanız Ak Parti’nin daha iyi bir parti olmasını sağlamak için yük alın, dirayetli durun, evde kaybolan yüzüğü dışarıda aramayın.

 

Zenginleşen Ülkelerin Doğal Kaderi


Zenginleşme doğum oranını düşürür
Zenginleşen ailenin çocukları kolay emekle yapılan işler ister
Zenginleşen ülkede sanayi ve hizmet sektörü gelişir daha çok iş gücüne ihtiyaç duyulur.
Bu sektörlerin emek yoğun bölümlerinde gelir durumu iyi olan ailelerin çocukları çalışmak istemez.
Göçmenler açısından durum nedir?
Göçmenler iş bulabildiği ülkelere yerleşmeye çalışır.
Bir ülkede göçmene iş yoksa o ülkede durmaz duramaz.
Neticede bu çağda zenginleşme, sanayileşme doğal bir sonuç doğurur. Göçmenlerle yaşama zorunluluğu.
2021 yılı itibarıyla Almanya'da nüfusun yüzde 27,2’sine denk gelen 22,3 milyon kişi göçmen kökenli.
Bir de son yıllarda dünyada artan mecburi göç sorunu yaşanıyor.
Dünya genelinde 2021 yılı sonu itibarıyla 89,3 milyon kişi zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri veya kamu düzenini ciddi şekilde bozan olaylar nedeniyle zorla yerinden edildi.
Yani göçmenlerle yaşamanın iki yönlü zorunluluğu var
Biri insanlık adına göçmenlere tahammül etmek
İkincisi iş gücü adına göçmenlere mecbur olmak.
Siz ikisini de düşünmeden göçmenlere dayanamıyorsanız, ne zenginliği hak ediyorsunuz, ne de insanlıktan bahsedebilirsiniz.

Çözüm Süreci ile CHP/HDP ittifakı karşılaştırması


Çözüm Süreci, PKK'ya ve siyasi uzantısına karşı Kürt halkını güçlendirmek, örgüte bağlılığını bitirmek, bölgeyi örgütten özgürleştirmek amacıyla yapıldı. Sloganı ''analar ağlamasın'' dı.
Hapiste devletin kontrolündeki Öcalan sembol olarak kullanıldı, onunla halk içerisinde HDP’ye gönül vermiş halk arasında bir köprü kurulması yoluyla Kandil ve BDP/HDP'nin baypas edilmesi, etkisiz kılınması hedefleniyordu.
Bugün CHP liderliğindeki Altılı Masa'nın yapmak istediği, HDP'nin halk üzerindeki gücünü kullanmak.
Bu yüzden HDP'nin peşine takılan Kürtleri çoğaltmak istiyor. HDP'nin güçlü kalması için Kandil'in güç kaybetmemesini istiyor. Çünkü biliniyor ki, Kandil'in bölgede korku salma etkisi azalınca Kürt köylerinden HDP'nin aldığı oy azalıyor.
Çözüm Sürecinde mesele tabii ki ülkenin barışa ve huzura ermesiydi ama diğer taraftan Çözüm Sürecini yürüten Ak Parti’nin hedefi ve menfaatleri dağdan dönüş üzerineydi. Çünkü Kandil ve BDP/HDP zayıfladıkça iktidar partisinin oyu da artacaktı.
CHP'nin hedefi ve menfaati ise dağın güçlü kalması üzerine. Çünkü Kandil ve HDP güçlü kaldıkça ittifaklarının oyu artacak.
Çözüm Sürecine destek verenler analar ağlamasın diye çırpınıyordu. Bugün HDP ile işbirliği yapanlar analar HDP'nin kapısında durmasınlar gidip evlerinde ağlasınlar demektedir. Çünkü onların nasipleneceği tezgahı bozmaktadırlar.
Ve bu insanlar adaletten, ahlaktan bahsediyorlar.
Bunun bedeli iki dünyada da ağır olacaktır.

Doğuda şehirlerde, köylerde yaşayan Kürt tanıdıklarımızla görüşüyoruz

 Doğuda şehirlerde, köylerde yaşayan Kürt tanıdıklarımızla görüşüyoruz PKK’nın oralardan temizlenmesinden memnunlar. Yollar güvenli, yaylalara çıkabiliyorlar, şehirlerde esnaflar memnun, turizm gelişti gelirleri arttı.

Köylerdekiler HDP’den uzaklaşmaya başlamış, o mecburiyet hissi kaybolmaya başlamış.
Batıdaki Kürtlere bakıyoruz onların önemli kısmı hala Yeşil Sol /HDP’ye oy vermeyi partiyi ayakta tutmayı düşünüyor.
Batıdakiler doğudakilerin hayatlarının zorlaşması pahasına Yeşil Sol/HDP’yi destekliyor.
Batıdaki Kürtler altı boş bir tarafgirlik uğruna Kürtlerin hayatını karartan, çocuklarını dağa götüren, araziye hakim oldukları dönemde Kürtlerden haraç alan bir örgütü yine bölgeye geri getirmeye çalışıyor.
Kürtlerle genel olarak konuştuğumuzda haklar özgürlükler konusunda PKK bağlantılı siyasi partilerin faydası değil zararı olduğunu düşünüyor. Çünkü bütün haklar özgürlükler konusunda iyileştirmeler Ak Parti döneminde yapıldı. Ak Parti’yi kuran siyasi gelenek bu hakları 80’lerde 90’larda da verilmesi gerektiğini savunan siyasi gelenekti. 1994 yerel seçimlerinde Diyarbakır başta olmak üzere çoğu şehirde Refah Partisi belediyeleri kazanmıştı.
Halk kimin kendilerine özgürlük ve zenginlik getirdiğini, kimin kendilerini militan ve para kaynağı gördüğünü iyi biliyor.
İttifaklara bakınca
Şu anda MHP Kürtlerin hayatını kolaylaştıran tarafta.
Diğer ittifakta;
Yeşil Sol /HDP Kürtlerin hayatını zehir eden PKK'yı temsil ederken ittifak ortakları da beyaz torosları, JİTEM'i ve Kürtçeyi yasaklayan baskıcı devleti temsil eden CHP'yi görüyoruz.

CHP’nin HDP ile olan birlikteliği sadece seçime yönelik değildir.


Avrupa’da çok ilgi gösterilen HDP’ye kim destek verirse fonlardan faydalanır, toplantılarda ön koltuklarda ağırlanır, Avrupa’da itibar görür. CHP’li gazeteciler akademisyenler asıl bunlara tav olmaktadır.
Bu yüzden söz konusu gazeteciler, akademisyenler PKK, PYD, PJAK, HDP’nin üst yapılanması olan KCK dilini kullanmaya başlamış vaziyettedir.
KCK jargonunda Suriye ‘’Rojova’’, Türkiye ‘’Bakur’’ olarak isimlendirilir. Rojova batı, bakur kuzey demektir. Yani KCK’nın sözde hakimiyet alanı isimlendirmesidir bunlar. Bakıyoruz söz konusu yazar çizerler bu jargonu yazılarında kullanmaya başladılar.
CHP’lilere HDP ile işbirliği yapıyorsunuz dendiğinde hemen siz de HÜDA-PAR ile ittifak kurdunuz diyorlar. HÜDA-PAR altı üstü sağı solu hepsi yurt içinde teşkilatlanan, dışarıyla hiçbir bağı olmayan, muhafazakar, yerli, bayrakla, sınırla, tarihle sorunu olmayan sadece bazı itirazları olan Kürtlerin partisidir. KCK ile asla kıyas dahi edilemez.
Çok defa bahsettiğimiz mesele budur. HDP’nin hedefi bu seçimi CHP ile birlikte kazanmak değil kendi davalarını CHP’lilere savundurmayı başarmaktır. Gazeteci, akademisyen çevresinde bu önemli oranda başarıldı, şimdi seçimle beraber CHP tabanında da bu savunma dili yaygınlaşsın çalışması yapılmaktadır.
Sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla bu konuda da hedeflerine ulaşıyorlar.

Dünyadan son günlerde çıkan bazı haberler. Kimya ve ilaç sanayi merkezi Almanya’da ilaç sıkıntısı


Almanya Çocuk Doktorları Birliği (BVKJ) Sözcüsü Jakob Maske, ülkede çocuklar için kullanılan antibiyotik ilaç sıkıntısı yaşandığını söyledi.
Son 2 yıl içinde 12.526 doktor İngiltere’den ayrılmak ve farklı bir ülkede çalışmak için izin istedi.
Bir başka çalışmada ise yeni mezun olan 4 bin 500 genç doktorun üçte birinin önümüzdeki yıllarda çalışmak için Avustralya ve Yeni Zelanda’ya başvuracağını söylediği kaydedildi.
Enflasyon oranları Avrupa genelinde yavaşlıyor olsa da gıda söz konusu olduğunda hayat pahalılığı krizi hala devam ediyor. Özellikle Fransa ve İspanya'da gıda fiyatlarındaki yükselişin önü alınamıyor.
Dünyada ciddi bir şeyler yaşanıyor.
Kimya ve ilaç sanayi merkezi Almanya’da ilaç sıkıntısı
Tarım ülkesi Fransa’da gıda fiyatlarında önlenemeyen artış
150 yıldır dünyayı sömüren İngiltere’de doktorlarını bile elinde tutamayacağı bir sosyoekonomik iklim oluştu.
Türkiye de bu dünyada yaşıyor. Türkiye bu ülkelerden farklı olarak 150 yıldır kaybeden ülkelerdendi. Son yıllarda atağa kalkan bir ülke olarak dünyada yaşanan bu krizlerden en az etkilenmek için küçülmek yerine büyümeyi esas alan ekonomi modeli uyguluyor. Bir taraftan da dünyada işler iyice rayından çıkabileceği beklentisiyle milli savunmaya ciddi para harcamaktan geri kalmıyor. Doğalgaz, petrol çıkartmaya büyük paralar harcamanın zorunlu olduğunu bilerek yürütülen bir ekonomi uyguluyor.

Milli Muharip Uçağın adı KAAN oldu. İsim babası Devlet Bahçeli.

 Milli Muharip Uçağın adı KAAN oldu.

İsim babası Devlet Bahçeli.
Erdoğan gerçekten kadirşinas bir lider. Bahçelinin ve milliyetçilerin zor zamanda Ak Parti’ye dolayısıyla da ülkenin istikrarına verdiği desteği her zaman dikkate aldı.
Ülkenin yönetilme tarzında MHP’nin rengi hep görüldü.
21 yılın üstüne halen yüzde 40 oyu olan Ak Parti ve yetişmiş kadroları artık bu ülkenin merkez siyasi partisidir ve istikrar için vazgeçilmez olduğunu ispatlamıştır.
Hangi kesim ülkede istikrar olsun diyorsa ve yönetiminde rengini göstermek istiyorsa Ak Parti’ye destek vermelidir.
Mesela 2014-2015 yıllarında Kobani olaylarında bir akıl tarafından yürütülen algı ile Ak Parti’ye oy veren Kürtlerin bir kısmının HDP’ye oy vermeye başlaması. Bu oran toplam seçmen içerisinde yüzde 3-4’lük bir oranı teşkil ediyordu. Son anketlerde HDP/Yeşil Sol’un oyu 8 civarı görünmektedir.
Bu seçimde bu seçmenlerin yeniden Ak Parti’ye destek vermesi Yeşil Sol/HDP’yi baraj altında bırakacak ve Ak Parti’nin daha güçlü şekilde meclise girmesini sağlayacak ve ülkede Kürtler PKK/HDP yükünden kurtulacaktır.
Yeşil Sol/HDP’ye oy vererek meclise taşıyacakları sosyalist İşçi Partisi’nin milli ve dini her şeye uzak olan isimlerini meclise taşıma vebalinden de kurtulacaklardır.
Kürtler böylece başkalarına çalışmak yerine kendilerine çalışmış olacak. Ülkenin yönetim renginde kendilerini daha çok göreceklerdir.

İstemezükçülere Kalsak Halimiz Ne Olurdu?

  Muhaliflerin devamlı dile getirdikleri yatırımlar gereksiz, yatırımlar yap işlet sistemiyle yapıldı çok pahalıya mal oldu, o köprüye ne ge...