21 Eylül 2021 Salı

Kandil merkezli HDP siyasetinin son günlerde çevirdiği tezgahı izah etmek için geçen hafta yazdığım yazıyı şöyle bitirmiştim.

 Kandil merkezli HDP siyasetinin son günlerde çevirdiği tezgahı izah etmek için geçen hafta yazdığım yazıyı şöyle bitirmiştim.

----------
İşte bu yüzden son günlerde Selahattin Demirtaş'ın topa girmesi de şunu gösteriyor. HDP vuruşarak çekilme hesabını yapıyor.
Madem çekiliyoruz hiç değilse ittifak uğruna HDP'lilere ses çıkartamayan CHP/İyi Parti tabanlarına bazı şeyleri duyurmak, onların PKK ile ilgili kabul kapasitelerini genişletmek.

------

Bu hafta tezgah aynı paralelde yürüyor.

Önce Sezai Temelli adres Öcalan'dır diyerek ileriye bir mevzi kazdı. Bugün Demirtaş aslında aynı şeyi cümlelerin içine yedirerek söyledi ama yine ''Millet İttifakı''nın kurtarıcı kahramanı olmayı başardı.

Demirtaş ilk tweetinde
1- Benim bildiğim HDP, Kürt sorunu dahil olmak üzere, Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümüne taliptir, irade sahibi siyasi bir aktördür ve elbette muhataptır. Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir.

şeklinde yazarak ''Millet İttifakı'' na duymak istediklerini verdi ve Akşener'in bile açıkça kabul ettiği HDP PKK'nın uzantısıdır gerçeğini demokrasi ambalajına sarıp ittifak tabanına yedirdi.

İkinci tweetinde Sezai Temelli'nin dediklerinin aynısını başka kelimelerle söyledi. (Parantez içi bize ait )

2- Tabii ki HDP, Kürt sorununun çözümünde tüm tarafların (ÖCALAN VE KANDİL) ve her kesimin, açık ve şeffaf katılımını, muhataplığını bilecek siyasi birikime ve deneyime sahiptir. Faydasız ve çoktan tükenmiş tartışmalar gündeme getirmek çözüme katkı sunmaz.

Böylece ''Millet İttifakı'' tabanına ittifak havucu yoluyla bir şeyler daha kabul ettirildi, yedirildi.

Tabii yine tekrarlıyorum HDP için ittifak macerası bitmiştir. Şu anda yaptıkları vuruşarak çekilmektir. Şu andaki hedefleri PKK argümanlarını ''Millet İttifakı'' tabanının içselleştirmesini sağlamaktır.

10 Eylül 2021 Cuma

CHP’nin liderliğini yaptığı ‘’Millet İttifakı’’ nın temeli Adalet Yürüyüşü ile atılmıştı.

 

CHP’nin liderliğini yaptığı ‘’Millet İttifakı’’ nın temeli Adalet Yürüyüşü ile atılmıştı. Sonra 2019 seçimleri öncesi CHP teşkilatlarına radikal Sevgi adlı bir kitap dağıtıldı. Kitapta, "kibirden", "alaycılıktan", "yüksek siyasetten" ve "telaşla konuşmaktan" uzak durulması tavsiye ediliyordu.

 

Adalet yürüyüşünde dile getirilen söylemlerden tek hedefleri olduğu anlaşılıyordu. Hepsinin tekerine çomak sokan Erdoğanı devirmek gerisine sonra bakarız diyorlardı.  Yürüyüşe katılan ve destekleyenler, Fetöcülerin, HDPlilerin  ve laikliği dinsizlik olarak uygulamak isteyen Atatürkçülerin ortak noktası buydu.

 

Radikal sevgi kitabında  tavsiye edildiği gibi önce kendi aralarındaki farklılıkları görmezden gelecek hedefe odaklanacaklar, herkese yumuşak dil kullanacaklar hele dini alanla ilgili asla ters bir şey dile getirmeyecekler. Yani sonuna kadar takiyye yapacaklar.

 

İşler iyi gitti belediyeleri bu taktikle aldılar ama iş geldi dine tahammülsüzlüğe ve menfaat paylaşımına dayandı.

 

Bir laikçi Atatürkçüyü her kalıba sokabilirsiniz ama askeriyede bir başörtülü subaya ve yüksek yargıçın cübbesiyle elini açıp dua etmesine tahammül etmesini sağlayamazsınız.

 

Buna hiçbir kitap, hiçbir taktik tavsiyesi, hiçbir siyasi hedef  yetmez.

 

Çünkü onlar ağızlarına kadar doldurulmuştur. Zamanında onları dolduranlar, onlara  biraz da demokratlık aşılayabilseydi,  bugün kurdukları takiyye ittifakını bir süre daha sürdürebilirlerdi.  

 

Biz şimdi onlar dağılmasın diye dini değerlerimizi yaşamaktan vazgeçecek değiliz.

Ne güzel değil mi, eskiden vecibeleri yerine getirince malımız, makamımız

elimizden alınıyordu. Bu laikçiler neden bu kadar tahammülsüz diyorduk. Şimdi onların tahammülsüzlüğü onları dağıtıyor bizim önümüzü açıyor.

 

Ak Partililer buradan bir ders çıkartmalı asla bu imkanı bir rahatlama vesilesi ve empati kurmama gerekçesi olarak görmemelidir. Hele çok bulaşıcı bir hastalık olan tutuculuk ve taassup girdabına ne dini anlayışta ne siyasi anlayışta düşmemelidir.

 

İstemezükçülere Kalsak Halimiz Ne Olurdu?

  Muhaliflerin devamlı dile getirdikleri yatırımlar gereksiz, yatırımlar yap işlet sistemiyle yapıldı çok pahalıya mal oldu, o köprüye ne ge...