1 Mart 2022 Salı

Montrö mü Bizim İçin İdealdir Yoksa Tam Yetkili Statü mü?

 


Hitler Almanya’sının Versaillies Antlaşması (7 Mayıs 1919)’na aykırı olarak silahlanmaya başlaması (1934) ve Mussolini İtalya’sının 1935’te Habeşistan’a saldırması ile birlikte başta İngiltere ve Rusya olmak üzere dünya yeniden tedirgin bir döneme girdi.
İşte bu şartlarda boğazların Almanya’ya kapatılması Sovyet Rusya için hayati önem taşıdığı için boğazların statüsü gündeme getirildi. Lozan’a göre boğazları Uluslararası Boğazlar Komisyon idare ediyordu. Türkiye boğazların 15 km çevresinde asker bulunduramıyordu.
Bu statünün değiştirilip Rusya’yı korumak esasına dayalı olarak boğazlarda Türkiye'nin egemenliği sınırlı da olsa kabul edilmek durumuna gelindi.
Montrö maddelerine bakılınca sözleşmenin asıl amacının Rusya’nın güvenliği ve Karadeniz’in askeri açıdan steril bölge olmasını sağlamak amacı taşıdığı görülmektedir.
Çünkü boğazlardan ticari gemilerin her hal ve şartta sorgusuz sualsiz geçmesi serbest kılınmış. Savaş gemileri konusunda Karadeniz ülkeleri dışındakilere tonaj ve süre olarak sınırlandırılmıştır.
Bu madde açıkça Rusya’nın güvenliği için konulduğu açıktır. Çünkü Türkiye’ye Rusya dışında saldıracak olanlar Karadeniz’den saldırmayacaktır.
Sözleşme maddelerinde şöyle bir şey vardır. Türkiye savaşa girerse veya kendini savaş tehlikesi içerisinde görürse boğazları kapatabilecektir. Bu savaş tehdidini gerekçe göstermesine de Milletler Cemiyeti Konseyi karar verecektir.
Bu resmen bizimle dalga geçen bir maddedir.
Bir ülke zaten savaşa girmişse kendi iç denizini sözleşmeye göre mi savaş gemilerine açar. Her halükarda düşman gemilerini yaklaştırmaz bu savaşın gereğidir.
Ukrayna Rusya savaşında durum nedir?
Sözleşmeye göre Rus gemileri dışarıda ise limanlarına dönme hakkı her şartta vardır.
Sözleşmeye göre savaşan ülkelerin gemilerine boğazı kapatabiliyoruz. Bu madde belli ki o dönemde Almanya için konulmuş.
Şu anda savaşan iki ülke de Karadeniz ülkesi. Zaten dışarıdan gelecek durumları yok.
Kalıyor Ukrayna’ya yardım için gelenler meselesi;
Bu durum sözleşmede dönemin Milletler Cemiyeti’nin aldığı bir karara ve o yardıma Türkiye’nin de imza attığı bir anlaşma varsa boğazlardan savaş gemileri geçebiliyor.
Tabii şimdi o Milletler Cemiyeti yok, Birleşmiş Milletler var orada da Rusya’nın veto yetkisi var.
ABD bunları bildiği için bugün, ‘’ Montrö’nün uygulanma şekline Türkiye karar verecektir’’ diye beyanat verdi.
Yani Montrö’yü kutsayanlar için Montrö’nün bittiği noktadayız.
Bu yardım gelecek olursa bunların geçişine Türkiye karar vermiş olacak. Rusya’nın saldırıları çok artırması ve sivillerin ölmesi durumunda batı dünyası Ukrayna’ya Karadeniz’den de yardım edeceğiz dediğinde Türkiye hayır boğazları kapattım diyebilecek midir?
Diyemeyecek çünkü ABD sözleşmedeki açığı bilerek inisiyatifin Türkiye’de olduğunu şimdiden beyan etti.
Neticede Montrö Sözleşmesi olmasaydı biz bugüne kadar zaten Karadeniz ülkeleriyle boğaz geçişleriyle ilgili anlaşmalarımızı yapmış olacaktık. Bu anlaşmaları yaparken de muhakkak bir taviz alacak bir menfaat sağlamış olacaktık. Günümüzde Lozan’ın boğazlara tanıdığı statü gibi bir statü Afrika ülkelerinde bile kalmadı, yani Lozan korkusunu atsın artık Atatürkçü endişelilerimiz.
Diğer açıdan sözleşme olmasa Marmara Denizi iç deniz olduğu için kara parçası statüsünde olacağından ticari geçişlerin şartlarını biz ülkesine göre, stratejilerimize göre belirleyecektik. Türk bandıralı gemi olmak büyük avantaj sağlayacağı için binlerce gemiden ayrıca vergi alacaktık.
Evet 2. Dünya savaşında zayıf durumdaydık dengeler farklıydı, Lozan’da alamadığımız boğazların egemenliğini büyük ölçüde alma fırsatı iyi değerlendirildi ve alındı. Ama şimdi bu sözleşmeyi kutsamanın bir anlamı yok Bu sözleşme şu anda barışa falan hizmet etmiyor . Batı bizi köşeye sıkıştırmak isterse yine sıkıştırabilir. Sözleşmenin zaten bizi değil Rusya’yı koruma amacı taşıdığı her maddesinden belli. Bizi sözleşme değil bizim dirayetimiz koruyacaktır.

 

 


İstemezükçülere Kalsak Halimiz Ne Olurdu?

  Muhaliflerin devamlı dile getirdikleri yatırımlar gereksiz, yatırımlar yap işlet sistemiyle yapıldı çok pahalıya mal oldu, o köprüye ne ge...