2 Aralık 2020 Çarşamba

döviz kuru ve geç artırılan faiz meselesi

 Muhalif ekonomistlerin ve dolayısıyla da muhalif vatandaşların diline dolanan bir döviz kuru ve geç artırılan faiz meselesi var.

2013 yılından beri Türkiye’nin başına eski Türkiye’yi on defa iflas ettirecek olaylar geldi bu ayrı bir durum fakat bu yazının konusu o değil.
Gelinen noktada mevcut ekonomi yönetimi faiz kur dengesini ekonominin canlı kalmasını ve büyümesini sağlamak için bir DENGE üzerinde yürütmeye çalışıyor.
FAİZ YÜKSEK olduğunda para faize kayar BORSADAN VE YATIRIMDAN kaçar. Faizi geç artırdığınızda para TL’den kaçar DÖVİZ KURU YÜKSELİR.
Dövizin yükselmesi sorun mudur? Evet birçok açıdan piyasayı ilgilendirir. Kısa vadeli döviz borcu olanları sıkıntıya sokabilir. İthal malların fiyatı artar. Orta vadede petrole ithal hammaddeye bağlı olarak birçok malın da fiyatı artar.
Fakat sonra ne olur? Fiyatların artmasıyla esnafın da aynı oranda TL VARLIĞI VE GELİRİ ARTAR. Maaşlar enflasyonla birlikte artar. Geçen yıl aldığınız dolar kadar geliriniz yine olur. Yeter ki piyasa dönsün EKONOMİ CANLI KALSIN.
Ekonominin canlı kalması için faiz düşük tutulur paranın yatırıma gitmesi sağlanır, borsa gibi reel ekonomide kalması sağlanır.
Mesela bu faiz dengesi sağlanamadığı dönemde 1998 yılında Türkiye''nin ilk 500 büyük şirketinin toplam kârı 3,7 milyar dolar olmuş fakat bu kârın büyük bölümü kendi faaliyet alanlarından değil devlete verdikleri borcun faizinden oluşmuştu. Toplam kârın 3,3 milyar doları faiz gelirinden oluşmuş durumdaydı. Bu ortamda kimse yatırım yapmaz ve yapılmıyordu, büyüme düşük seyrediyordu.
Bu yüzden kurun artması pahasına piyasayı dinamik tutmak, yatırımların durmamasını sağlamak için faiz artırımında bir direnç var. Vatandaş bu durumu tam anlayamıyor. Elinde yüklü miktarda para olan kişiler için düşünmek lazım. Yurt içinde yerleşiklerin bankalarda toplam 3,5 TRİLYON TL MEVDUATI vardır. Bir milyon TL’den fazla parası olan kişi sayısı 262 bin 602’dir. Bankada 10 milyon lirası olan biri parasına %10 reel faiz verildiğinde risksiz 1 milyon kazanmış olur. REEL FAİZ, KURUN ARTMASI pahasına düşük tutulursa bu paralar BORSAYA VE YATIRIMA yönleniyor. Böylece İSTİHDAM ARTIYOR EKONOMİ BÜYÜYOR.
Dünyada büyük bir FİNANS şebekesi var. Onlar da daha fazla kazanabilmek için şirketlere ve ülkelere her türlü oyunu oynamakta, faizlerin yükselmesi için kurun yükselmesini sağlayacak operasyonlar yapmaktadırlar.
Bu mücadelede halkın KISA VADEDE TEPKİSİNİ GÖZE alabilen dirayetli ekonomi yöneticileri ve onlara destek veren bilinçli kesimin olması ülke için büyük bir şanstır. Ekonomiyi yönetenler için en büyük kolaylık faizi artırmak zenginlerin kolay para kazanmalarını sağlamaktır. Bu durumda da piyasa gitgide daralacak bütün para faiz alma amacıyla devlete borç vermeye gidecektir. Fakat bu kolay yolu uygulayan siyasetçiler art arda iki seçim dahi kazanamazlar ve kazanamıyorlardı. Birkaç yılda bir ekonomik kriz yaşanıyordu.
Evet döviz son 5 yılda çok fazla yükseldi. Fakat borsaya baktığımızda bu 5 yıl içerisinde çoğu hisse senedi 5 KAT HATTA 7 KAT ARTTI. Dolar 2,5 – 3 kat arttı. Son 5 yıllık dönemde parasını borsaya yatıran mı dövize yatıran mı kazanmıştır. Türkiye başına gelen bütün olaylara rağmen en çok büyüyen ülkelerden olmayı sürdürmüştür.
Türkiye ekonomisinin sorunu içeride ve dışarıda yaşadığı güven sorunudur. Dışarıdakini biliyoruz. PKK, Fetö ve buna şimdi yeniden Ermeniler de katıldı bunlar dünya çapında Türkiye aleyhinde büyük bir anti propaganda yürütüyor. İçeride de muhalefet ne yaptıysa yıkamadığı iktidarı, ekonomi kötü kötü diyerek riski sevmeyen sermayeyi tedirgin ederek amaçlarına ulaşma çabasındadırlar.

Beğen
Yorum Yap
Paylaş

Hiç yorum yok:

İşe girerken torpil kimlerin aleyhine?

  2023'te 880.000 kişi işe girdi. Kamuda işe giren sayısı 100.000 bunun 30.000'i belediyelere ait Özel sektörde istihdamın %50...